22 Haziran 2015 Pazartesi

7 HAZİRAN 2015 SEÇİMİ SONRASI İÇİN DEĞERLENDİRME; Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ, Enerji Uzmanı-Gazeteci Yazar

7 HAZİRAN 2015 SEÇİMİ SONRASI İÇİN DEĞERLENDİRME
                Sevgili Okurlar, bu vesile ile.,
Seçim kampanyası esnasında beni arayarak desteklerini belirtenlere, ya da kampanya esnasında bana yakın ilgi ve nezaket gösterenlere ve oyları ile bana destek olan seçmenlere,
Başka bölgelerde, ya da başka illerde yaşayıp ta her vesile yanımda olduklarını ve benim adaylığımı desteklediklerini söyleyen arkadaşlarıma ve gönül dostlarıma,
En içten teşekkürlerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum…
Bu vesile ile şu hususun da bilinmesini istiyorum:
Bana gösterilen yakın ilgi ve desteğin, benim için çok değerli olduğunu bilmenizi ve ayrıca bana verilen her oyun boşa gitmediğini;
Bundan böyle bir şekilde, Sizlere göstermek istiyorum....
Yapabileceğim her konuda sizlere yardımcı olmaya çalışacağım…
Sorunlarınızı ve önerilerinizi bana anlatabilirsiniz.
Gerektiğinde çay-kahve içer, sohbet te ederiz.
Ben nihayetinde bir Köşe Yazarıyım ve bir Teknokratım. Halkımızın sorunları ile ilgilenmeye ve çözüm üretmeye devam edeceğim.
 Arıca niye bağımsız Aday olduğumun nedenlerini Seçim Beyannamesinde de anlatmaya çalıştım.
Ve neticede bir şeyler yapmak adına elimi taşın altına koydum…
Bu konuda bir öncülük yaptığımı düşünüyorum…
Bu yazıda; ben dahil diğer Bağımsız Milletvekili Adaylarından hiç birinin niçin seçilemediği, ne gibi sorunlarla karşılaşıldığı,
Seçim kampanyasının nasıl geçtiği
Ve nihayet seçim sonrasında ortaya çıkan siyasi tablo hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.
BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYLARINDAN HİÇİRİ NEDEN KAZANAMADI?...
Ben seçim broşürümde kimlerden oy beklediğim konusunda şöyle demiştim:
 Siyasi Partilerin Liderlerine güvenmeyip te; kime oy vereceğim diye bir arayış içinde olanlarla,
Yine Siyasi Partilere güvenmeyip te oy vermeye gitmeyeceğim diyenlerden,
Ya da aynı sebeplerden dolayı, boş, ya da geçersiz oy kullanacağım diyen seçmenlerden
Ve nihayetinde Merkez Sağdan oy beklediğimi de vurgulamıştım.
Bu gibi sıkıntıları, seçim gezilerinde bazı vatandaşlarımız bana bizzat söylediler ve bu yüzden; oylarını Bağımsız Adaylara vereceklerini ifade ettiler…
Halkımızın bir kısmında böylesi bir düşünce ve siyasi bir tercihin;
Sandığa yansıdığını, ama yeterli oranda olmadığını da gördük…
Sandıklar açılıp, oylar yazılırken de gördüm;
Azımsanmayacak kadar boş, ya da geçersiz oy kullanıldığını gördüm.
Demek ki vatandaşlarımızdan bir kısmı, tercihini bu yönde yapmış…
Diğer bir hususta şu idi:
Yüksek Seçim Kurulu seçim sonuçlarını açıkladığında; katılımın %  82’nin biraz üzerinde olduğunu öğrendik.
Demek ki yaklaşık % 17’lik bir kesim de; oy kullanmaya gitmemiş.
Eğer bu gibi vatandaşlarımızdan sadece % 10 kadarı sandığa gidip, tercihlerini bağımsız Adaylardan yana kullansalar ve seçime katım % 92, ya da üzeri bir oran olmuş olsaydı;
50 ve daha fazla sayıda Bağımsız Aday Meclis’e girerdi ve bir koalisyon Hükümeti kurma konusunda daha elverişli bir ortam oluşurdu…
Ben henüz Bağımsız Adaylığımı açıklamadan önce; bu konu ile ilgili şöyle bir makale yayınlamıştım:
7 Haziran Milletvekili Seçiminde Sürpriz Bir Sonuçla Karşılaşmamak İçin Minimum 25-30 Bağımsız Milletvekili Adayının Meclis’e Girmesi Lazım.
Ve bu yazının devamında; eğer bu sayı45- 50 kadar olursa çok daha iyi olur diye de işin önemine vurgu yapmıştım…
Ama TELEVİZYONLAR ve benim haricimde ki Yazarlar, bu konunun üzerinde kimse durmadı.
Ve malûmunuz olduğu üzere şimdi; sistem tıkanmış durumda…
Bu makaleye bir göz atmanızı öneririm…
Umarım Türkiye bu engeli aşar ve bir Koalisyon Hükümeti kurulur…
Bağımsızlar konusunda en büyük engellerden, ya da haksızlıklardan biri de şu idi:
Televizyon kanalları Bağımsız Adayların tanıtılması konusunda hiçbir gayret göstermediler.
Ben bu hususun bilinçli ve maksatlı olduğuna inanıyorum…
Diğer Bağımsız Adaylar için bir şey söyleyemem ama
Nihayetinde ben çok okunan ve kapsamlı analizler yapan yazarlardan biriyim,
Bir Teknokratım ve çok yönlü bir kişiyim…
Bu ve daha başka konularda Halkımızı bilgilendirebilirdim….
Öyle inanıyorum ki CHP, MHP ve VATAN Partisi gibi siyasi partiler, Bağımsız Adayları kendileri için rakip olarak gördüklerinden;
Bu Partilerin TV kanalları, Bağımsız Adayları tanıtma, onların düşüncelerinden yararlanma yoluna, bilerek yanaşmadıklarını düşünüyorum…
 Aslına bakarsanız bu güne kadar, daha önceki yıllarda da; Terör bağlantılı Siyasi Partilerin Adaylarının dışında; hiçbir Bağımsız Aday, Meclis’e girememiş…
Böylesi bir hususun; Bağımsız Adayların bilgi, tecrübe ve donanımları ile de ilgili olduğu söylenemez…
Bu sadece; bizim Halkımızın Bağımsız Adaylara ve koalisyon Hükümetlerine henüz alışık olmadığından kaynaklanan bir husus…
HEPAR Genel Başkanı Emekli Tüm General Osman PAMUKOĞLU bile seçilemedi…
Osman Paşa, vatansever ve çok değerli bir Komutan,
Yıllarını PKK le mücadelede geçirmiş bir kahraman…
Onun adına çok üzüldüğümü de söylemeliyim.
 Osman Paşa ve Onun Milletvekili Adayları mevcut durumdan vazife çıkartıp, Türkiye için bir şeyler yapmak adına;
Ellerini taşın altına koydular ve diğer küçük Partilerin aksine; Bağımsız olarak seçime girmeye karar verdiler…
Eğer % 10 gibi bir seçim barajı olmasaydı; böyle bir yolu tercih ederler miydi?...
Osman Paşayı ve Milletvekili Adaylarını bu yüzden kutluyorum…
Ben seçim gezilerinde Halkımıza;
 Türkiye’nin Açilim-Saçılım ve Barış söylemleri ile bölünüp, parçalanmanın eşiğini nasıl getirildiğini örneklerle anlatmaya
Ve niçin Bağımsız Adayların desteklenmesi gerektiği hususuna açıklık getirmeye çalıştım…
Aslında bu gün yaşadığımız sorunların ve Türkiye’yi bölüp, parçalama senaryolarının temelleri;
1990’lı yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ı işgal etmeyi kafasına koyduğunda atılmıştı
Ve Türkiye’nin Siyasi Kadrosu da bu amaca uygun hale getirilmek istenmişti.
Bu hususu bu vesile ile tekrar hatırlatmış olduk…
Bu hususu seçim beyannamesinde de etraflı olarak anlatmaya çalıştım.
Bazı vatandaşlarımızın ısrarı üzerine iş yerlerinde ve kahvelerde oturup, sohbet etmek ve başka sorularını da cevaplamak durumunda kaldım.
Anlattıklarımı ve sorulara verdiğim cevapları ilgi ile izlediler…
Halkımızın aydınlatılmasında mesafe aldığımı da söyleyebilirim. Ama yılların alışkanlığını, böylesi kısa ve sınırlı bir zamanda Toplumun bütün kesimlerine ulaştırabilmek elbette çok zor.
Bu konuda biraz zamana ihtiyaç var…
Zaten Televizyon desteğinin olmadığını da söylemiştim.
Bağımsız Aday olmak; mali açıdan ve organizasyon acısından zaten çok zor…
Bu konuda bir yol açtığımı ve örnek teşkil ettiğimi söyleyebilirim…
BANA SORULAN BAZI SORULAR VE CEVAPLARI ŞÖYLE:
1-Bir Bağımsız Aday seçilse bile
Meclis’te tek başına ne yapabilir?...
Ben bu gibi soruları şöyle cevaplandırıyordum:
2-BEN BİR ENERJİ UZMANIYIM
Ben her vesile elektrik birim fiyatlarının minimum % 50 ucuzlatılabileceğini söylüyorum. Ayrıca Termik Santrallerdeki üretim sorunlarını, hava kirliliğini, HES’ler le ilgili sorunları yeni nesil bir proje ile halledeceğime vurgu yapıyorum.
Peki bu gibi sorunlar, bu güne kadar niye çözülemedi?...
Türkiye’de sorunların çözülememesinin temel nedenlerinden biri;
 Milletvekillerinin ve Siyasi Parti Genel Başkanlarının, genelde;
 Türkiye’nin bir sorununu çözebilecek derece, iyi eğitimli, tecrübeli ve donanımlı olmadıklarından kaynaklanmaktadır.
Bu hususu da her vesile söylüyorum.
3-TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLE LİDERLER SULTASINDAN KURTULMASI LAZIM…
Bu konuyu Bağımsız Adayların önemi konusuna da açıklık getirmek bakımından, şöyle izah etmek mümkün:
Genelde Milletvekili Adayları ve sıralamalarının belirlenmesinde en etkili kişiler; Siyasi Parti Genel Başkanlarıdır…
Milletvekili seçildikten sonra da;
Sözde Parti disiplini gerekçesi ile  görüşlerini rahatça söyleyemezler. Ya da önemli bir Kanun tasarılarının oylaması sırasında;
Yine Parti Disiplinine uyma gerekçesi ile
Kendilerine göre yanlış olsa bile
Liderleri öyle istediği için parmak kaldırmak zorunda oldukları da bilinen bir husus…
Deniliyor ki Torba Kanun Tasarılarında Milletvekilleri, torbada ne olduğunu bile bilmeden; sadece kendilerinden öyle istendiği için, peş peşe kaldır parmak, indir parmak yaptıkları da bilinmektedir.
 Böyle bir durum; özellikle AKP’ de hep uygulanan bir şey.
Lider sultası, MHP, CHP ve diğer Siyasi Parti Genel Başkanları içinde söz konusu.…
Aksi bir durumda Milletvekillerinin; Genel Başkanlar tarafından dışlanmaları, ya da Partilerinden atılmaları söz konusu.
Bu gibi konularda çok örnekler var.
Peki mevcut durum bu ise
Türkiye’de Büyük Millet Meclisi’nde işlerin doğru yürütüldüğünü söylemek, ya da demokrasiden bahsetmek mümkün mü?...
Yani Türkiye şimdi; İktidar ve 3 Muhalefet Partisi Lideri olmak üzere 4 Kişi tarafından idare edilecek…
Şimdi bu 4 Liderin her birini bir Bağımsız Aday gibi düşündüğünüzde;
Türkiye’nin 4 kişi tarafından idare edildiğini söyleyebiliriz.
Bu 4 Kişiden her birinin; genel anlamdaki Bağımsızlar kadar özgürce davrandıklarını, bizleri temsil ettiklerini de söyleyebilmek, maalesef mümkün değil…
Bu hususu yukarıda izah etmeye çalıştım…
Bu nedenle Bağımsız Adaylar; Türkiye’de Demokrasinin yerleşmesi ve düzlüğe çıkma açısından bir fırsattı. Ama olmadı…
YÜRÜTTÜĞÜM SEÇİM KAMPANYASI KONUSUNDA…
25 Bin seçim broşürü,10 Bin seçim için Kartvizit, Haymana için 2000 adet özel baskı yapıldı.
Bu kartvizit ve broşürler, dağıtım elemanları, yakın çevrem ve yardımcılarım tarafından dağıtıldığı gibi
Bir kısmını da İlçeleri, Pazar Yerlerini ve esnafları ziyaretimizde, arabadan inip, doğrudan Halkımıza elden ben verdim.
Sonuç itibarı ile seçim broşürü ve kartvizitler, Ankara 1. Bölgenin tüm ilçelerine önemli ölçüde ulaştırıldı sayılır.
Danışmanım Sayın Ziya KIVANÇ’la Etimesgut ve Haymana’da Esnaf ziyaretlerinde bulunduk.
Haymana ziyaretine internet gazetesi Ulusal- Haber’in sahibi Sayın Zekeriya TÜMER’de katılmıştı.
Haymana için hazırladığımız baskıyı, özellikle herkesin okumasını öneririm. Bu baskıda yer alan hayvancılıkla ilgili sorunlar ve çözüm önerileri; Ankara ve Türkiye’nin her tarafı için geçerli…
Sonra Sakarya Caddesi ve Yüksel Caddesi’inde Halkımıza hitabettim.
Biraz gecikme ve sorun; benim KARTAL’ın giydirilmesinde, nihayetinde ses düzeninin kurulması, seçim müziği ve sloganın hazır hale gelmesinde yaşandı…
Seçim müziği Hatay’da hazırlandı. 10 uncu Yıl Marşı’nın aralarında benim ismim ve sloganlarım, bir bayan spiker tarafından tekrarlanıyordu.
Dolayısı ile benim KARTAL, seçimin son haftasında hazır hale geldi.
 Ve kaybedilen zamanı;
Sürece son haftada dahil olan yeni yardımcım ve şoförüm Kadir Hocanın sıkı ve gayretli çalışması ile telafi etmeye çalıştık…
Müzik güzel, sloganlar güzel ve birbiri ile çok uyumlu
Birde bu sloganlar;
 Türkçeyi çok güzel konuşan, vurguları da yerinde ve çok güzel kullanan,
Aynı zamanda bu sloganları içinden gelen bir coşku ile söylediği de her halûkârda anlaşılan bir bayan spiker tarafından okununca;
Ortaya günümüz deki sorunlara da cevap niteliğinde çok güzel, güzel olduğu kadarda anlamlı bir mesaj ortaya çıkıyor.
Milli konular da hassasiyet.
Sorunlara çözüm.
Halkımızla yakın ilişki.
Hak ve adaletten ayrılmamak.
Yeni projeler ile iyi bir başlangıç.
Ve o sizlerden biri.
Sonuç itibarı ile Ankara 1. Bölgede seçim arabası ve anonslarla Halkımızın hafızalarında yer ettiğimi düşünüyorum.  
Ankara 1. Bölgenin ilçelerinde bazı caddelerde ancak seçimin son haftasında pankart asabildik.100 üncü Yılda, pankartları astığımızın ertesi günü, birileri tarafından indirilmiş. Hâlbuki oralarda HDP’nin bayrakları yerinde duruyordu.
Haymana’da 8 Mayıs 2015’ de pankart asmıştık. Ama sonradan öğrendik ki, ertesi gün, indirmişler.
Bu noktada Devlet nerede, polisler ne iş yapar diye de sormak gerekiyor.
Benim şahsen, Haymana’da ki oyların yazılmasında, bazı endişelerim de var…
Ankara’da Etimesgut, Kurtuluş ve Cebeci gibi bazı yerlerde yapıştırdığımız broşür ve resimler, birileri tarafından sürekli yırtılıyordu. Belli ki beni birileri kendileri için bir rakip olarak görüyorlardı…
Sincan, ETİMESGUT, Eryaman, Ümitköy köprüsü gibi bazı yerlerde 6-7  adet bilbordu, İlçe Seçim kurulları bana tahsis etmişlerdi..
 Ama bu bilbordları kiralamak için Kentvizyon’a müracaat ettiğimde;
Her birinin 1 Haftalık kira bedelinin 740 TL+ 20 TL işletim bedeli istediklerini söylediler.
Bu yüzden toplamda ödemek zorunda olduğum kira bedeli yüksek olduğundan, maalesef tutamadım.
Kampanya esnasında Halkımızla çok iyi, çok verimli bir diyaloğumuz oldu.
Yaşadığım bu anlar, benim için çok anlamlı bir hatıradır
Bu vesile ile yeni tanıdıklar, yeni dostlar edindim…
Ben ne seçim broşüründe, ne de seçim gezilerinde; Siyasi Partilerin hiç birine çatmadım, bilinenleri tekrarlamadım
Ben sadece plan ve projeler ile Halkımızın sorunlarını nasıl çözeceğimi anlatmaya çalıştım.
Bu konuda da Adaylar arasında bir ilk olduğumu düşünüyorum.
BAZI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, BAĞIMSIZ ADAYLARA SAHİPLENME BOKTASINDA;
CEMAAT MENSUPLARI KADAR OLAMAMIŞLARDIR…
Bu noktadan hareketle;
Bazı Hemşeri Vakıf, ya da Dernekleri, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları TMMOB, KESK, DİSK, TTB, Maden İş gibi Sendikalar, Tüketici Hakları Derneği THD, TEK-EMDER gibi Emekli Dernekleri ki, bu sayılar çoğaltılabilir;
Sivil Toplum Örgütleri, AKP’nin çoğu yanlış uygulamalarına nasıl ki bir set oluşturamadılar ise;
Kendi politikalarına ve savunduğu fikirlere en yakın olan bazı Bağımsız Adayların  desteklenmesi konusunda da, bir şeyler yapmadıklarını, yapamadıklarını söylemeliyim.
Bu konuda bazı örnekler vermek istiyorum. Amacım; çok önemli toplumsal bir boşluğun nasıl doldurulacağı konusunda, bazı ipuçlarını vermek…
1-Ben Kahraman Maraşlıyım. Kahraman Maraş Vakfı’nın Başkanı da benim İlkokuldan sıra arkadaşım.
Bizim kültürümüzde Okul Arkadaşlığı ve Asker Arkadaşlığının çok önemli bir yeri vardır.
Bu vurgu ile Vakıf Başkanı Arkadaşımın beni sevmediğini, benden hoşlanmadığını asla düşünemem…
Tabi ki bu gibi durumlarda; herkes gibi benim de, öncelikle yakınımdakilerin ve Hemşerilerimin desteğine de ihtiyacım vardı.
Üstelik Bağımsız Milletvekili Adayı olduğum için;
Bana destek olunduğunda; siyasi açıdan da bir sakınca olamazdı…
Ama Vakıf Başkanı Arkadaşım bana dedi ki;
Bu güne kadar Vakfa siyasetin girmemesine özen gösterdim, bundan sonrada öyle olmasını istiyorum. Nihayetinde Bağımsız Milletvekili Adayı olmak ta siyasetle ilgili bir konu..
Sonra Ankara 1. Bölgeden başka Bağımsız Aday Nazmi ARDIÇ’ın da Hemşerimiz olduğunu, ayrıca Vakıf Yöneticilerinden Birinin de MHP’den; sanıyorum Kahraman Maraş’ta 1. ya da 2. Sıradan Aday olduğunu söyledi. Bu itibarla prensipten taviz verilmesinin doğru olmayacağını tekrar vurguladı…
 Böylesi bir yaklaşım, başlangıç itibarı ile doğru gibi görünse de işin özü ve yapılması gereken husus şu dur:
Hemşeri Vakıf ve Derneklerinin görevi; Hemşeriler arasındaki dayanışmayı güçlendirmek ve Hemşerilerin hak ve menfaatlerini koruyup, kollamak şeklinde de özetlenebilir…
Hemşeri Vakıf ve Derneklerini Yürütenlerin de elbette siyasi bir görüşleri vardır. Ama bu gibi Vakıf ve Derneklerin politikaya bulaşmamalarından;
Bir Siyasi Partide görevli olmamak, ya da bir Siyasi Parti’nin savunucusu konumunda olmamak şeklinde anlaşılmalıdır…
Dolayısı ile İster Bağımsız Milletvekili Adayı olsun, isterse bir Siyası Partiden Milletvekili Adayı olsun;
Şu Adayı, ya da bu Adayı destekleyin ifadesini kullanılmadan;
Su Hemşerimiz Ankara 1. Bölgeden, bu Hemşerimiz Kahraman Maraş’ta MHP’den Milletvekili Adayı oldu şeklinde ifadeler kullanılmak sureti ile eşit şartlar altında, Ankara’daki Kahraman Maraşlılar telefon mesajı ile bilgilendirilebilirdi…
Ama yapılmadı…
Yanlış olan da zaten bu…
Sonra ben; Hemşerilerimin telefon numaralarını illâki bana verin de demedim ki…
Vakıf’ta görevli kişi, internet hesabından mesajı iletebilir, bizlerde talep edilen ücreti ödeyebilirdik. Bu teklifte kabul görmedi.
Ama bu gün herkesin kimlik bilgileri ve telefon numaraları, ortalıkta dolaşıyor. Satıcılardan tutunda, ilişkiniz olmayan bir Banka tanıtım için siz isminizle arayabiliyor, hiç ilişkiniz, ya da sempatiniz olmadığı bir Siyasi Partinin Liderinin falanca yer ve saatteki toplantısına bekliyoruz gibi mesajların gönderildiği de herkes tarafından bilinen hususlardır.
Eğer mevcut durum bu ise
Bütün Adaylara eşit mesafede olmak kaydı ile
Hemşerilere bilgi babından mesaj göndermekte ne sakınca olabilir?...
Ben ya da başka bir Hemşeri Milletvekili seçilse
Böylesi bir husus; bütün Kahraman Maraşlıların menfaatine daha uygun değil mi, ya da böylesi bir durum; Ankara’daki Kahraman Maraşlılar arasındaki dayanışmayı daha da kuvvetlendirmez miydi?...
Buna benzer yanlış uygulama, ya da yaklaşımlar, muhtemelen başka Hemşeri Vakıf ve Dernekler içinde söz konusu olabilir…
Birde Kahraman Maraşlılar Derneği mevcut.
Orada ise, daha ziyade, Afşin, Elbistan ve çevresinden insanların gelip, gittiği bir yer.Bu itibarla Afşin-Elbistan Termik Santrali’nde 10 yıl gibi uzun bir süre çalışmış olduğum için; beni tanıyanların yoğun olduğu bir yer…
Sosyal faaliyet olarak; Kahraman Maraş Vakfı’nin, Kahraman Maraş Derneğine nazaran daha etkin, daha faal olduğunu söyleyebilirim.
Derneğin kuruluşu, Vakıf’a nazaran yeni.
 Ama Dernekte insanlar, genelde briç, ya da kâğıt oynadıklarından; sosyal konularda maalesef yeteri kadar sohbet edemiyoruz…
Netice İtibarı ile konu şöyle özetlenebilir:
Bu gün, Ankara’da ikamet etiği bilinen kayıtlı 22-23 Bin Kahraman Maraşlının olduğu, bu rakamın gerçekte 35-40 Bin kadar olduğu söylenmektedir.
Ve Ankara’da yaşayan Kahraman Maraşlıların genelde zengin insanlar oldukları ve daha ziyada Çankaya, Beytepe, Ümitköy ve Çayyolu gibi muhitlerde oturdukları ifade edilmektedir…
Bu nedenle Ankara’da yaşayan Kahraman Maraşlıların oy potansiyelinden yararlanma noktasında;
Cumhurbaşkanının da tarafsızlığını ve bu konuda ettiği yemini bozup, mitingler yaptığı, kendi Partisi AKP adına oy istediği bir seçim döneminde;
Kahraman Maraş Vakfı ve Kahraman Maraş Derneği görev ve sorumluluğunu yerine getirmedi, ya da getiremedi diye de özetlenebilir…
2- TÜRKİYE MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ TMMOB’NİN SEÇİM DAVRANIŞI…
Ben Mühendisler Camiasında da tanınan bir kişiyim…
Merkeze uğradığımda Genel Sekreter vardı. Onunla biraz sohbet ettik. Ona Ankara 1. Bölgeden Bağımsız Milletvekili Adayı olduğumu söyledim ve benim seçim broşürünü verdim.
Ve netice itibarı ile bana destek konusunda yardımcı olup, olamayacaklarını sordum.
Genel Sekreter bu soruya şöyle cevap verdi:
Kimseye açıktan bir destek vermemiz söz konusu olamaz…
Ama bizler Siyasete bakış açımızı ve Siyasilerden beklentimizi açıkladık…
Genel Sekreterle bir ortak noktamızın olmadığını, olamayacağını görüp anladıktan sonra, Genel Başkan la görüşmek için randevu talebinde bulundum ama maalesef görüşme imkânımız olmadı…
Makine Mühendisleri Odası’ndan bir Yetkili ile görüştüm, o da benzer şeyler söyledi.
Neticede ben kendim bir şeyler yapmak adına şöyle bir teklifte bulundum:
Malûmunuz olduğu üzere ben bir Enerji uzmanıyım. Enerji konusunda bir söyleşi yapmak talebinde bulundum. Tabi ki bu vesile ile Bağımsız Milletvekili Adayı olduğumu da konuşma öncesinde söyleyebilirdim.
Makine Mühendisleri Odasının Söyleşi programını ve tarihlerini de göz önünde bulundurarak; kendim içinde uygun bir tarih belirleyip, seçime 8-10 gün kala öncesi için bir tarih belirledim ve yazılı bir müracaatta bulundum. Söyleşi konusu şu:
1-Nükleer Enerji Santrali kurmak, şu an Türkiye için bir aciliyet mi?..
2- Hidroelektrik Santralleri HES’ler konusunda vatandaşlarımız haklıdır.
Ve yeni nesil bir HES projesi sunmak istiyorum.
3-Termik Santrallerdeki sorunlar ve çözüm önerileri nelerdir?
4-Türkiye’de elektrik ve doğalgaz neden pahalı?..
Eğer böyle bir program, seçim öncesinde gerçekleşmiş olsaydı;
Üyelerin bilgilendirilip, aydınlatılması açısından da çok yararlı olurdu..
Eğer söyleşide sunulan bilgilerin Yazılı ve Görsel Basının imkânlarından da yararlanılması durumunda, seçim öncesinde Halkımız da yararlanmış olurdu…
Böylesi bir durumun bana bir katkısı olduğu gibi TMMOB’nin de itibarını artırırdı…
Ama olmadı.
Bir ara girişten sonra, şimdi tekrar konuya geliyorum.
 Konuştuğum, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Genel Sekreteri ile diğer Yetkililerin de;
 Kahraman Maraş Vakfı ve Derneğini Yönetenlerin söylediği gibi;
Siyasete doğrudan müdahil olmak istemiyoruz anlamına gelen ifadeler kullanmalarını;
Prensip olarak ve işin özü itibarı ile böyle bir yaklaşımı doğru bulsak bile;
Bir şeyler yapmak adına, yapıcı bazı önerilere kulaklarını tıkamalarını da doğru bulmuyorum…-
Ben Ankara Makine Mühendisleri Odası Enerji Komisyonun da görev aldım. Kaynak Komisyonu Başkanlığı yaptım. Söyleşi de de bulundum.
TMMOB’de görev yapan çoğu Yönetici hakkında da bir şeyler söyleyebilecek durumdayım…
Demek istediğim husus şudur:
Varlığını doğru bulduğumuz, ya da doğrudan içinde olup, faaliyet gösterdiğimiz bazı Sivil Toplum Örgütlerini Yönetenler;
Eğer işin ehli olurlarsa, doğru yer ve doğru zamanlarda gereğini yaparlarsa, çoğu sorun daha kolay, daha çabuk çözülür… 
Bu noktada şu soruları sormak lazım:
AKP Hükümeti’nin Mühendis ve Mimar Odalarının yetkilerini Kanunla kısıtlamaya, ya da ortadan kaldırmaya çalıştığını biliyoruz…
Bu konuda  Gazetelere Televizyonlara demeçler verildi, Meclis kapısının önünde protestolar yapıldı…Peki sorunlar çözüldü mü?...
 Başta Manisa-SOMA’da olmak üzere, birçok maden ocağında yaşanan Maden kazaları karşısında;
 Başta TMMOB olmak üzere, diğer Sivil Toplum Örgütleri ve Sendikaların duyarlılık gösterip Yetkilileri ve Sorumluları protesto etmeleri, mitingler düzenlemelerini takdirle karşılıyoruz…
Ama sorunlar çözüldü mü?..
Kömür Ocaklarında yaşanan ve kömürle ilgili sorunlar; aynı zamanda Enerji Sorunlarının da bir parçasıdır.
Bu konuda Türkiye’de en kapsamlı araştırmalar bende.
Peki adı geçen Sivil Toplum Örgütleri başta TMMOB, benim bilgi ve tecrübelerimden istifade edip, Yetkililer üzerinde; çözüm konusunda niye baskı oluşturamıyor?...
Televizyon Kanalları bana niye ekranlarını açmıyor?...
Yukarıda verdiğim örneklerde görüldüğü üzere;
Yaşanan sorunlar karşısında, yazılı ve görsel basına demeçler vermek, protesto eylemlerinde bulunmak, ya da mitingler düzenlemek; çözüm yolunda sadece bir başlangıçtır.
Ama sorunların nihai çözüm yeri, Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Eğer Orada Sizleri temsilen işin ehli Birileri yoksa yukarıda sıraladığım sorunların çözümü de öyle kolay olmaz.
Bu itibarla Sivil Toplum Örgütleri;
Meclis’te kendilerini en iyi bir şekilde temsil edeceklerin belirlenip, desteklenmesi konusunda;
Bazı kriterler koyup, yöntemler geliştirebilirler…
Ben niye Bağımsız Aday olduğumun nedenlerini seçim beyannamesinde yazdım.
Bazıları ile siyasi görüşlerimiz ve saflarımız farklı olsa da;
Atatürk İlke ve İnkilaplarının yılmaz savunucusuyum.
10 uncu Yıl Marşını bu nedenle seçim arabasında kullandım…
Türkiye’nin Vatanı ve Milleti ile bölünmez bir bütün olduğu;
Kırmızı Çizgilerimdir…
Çalışmadan, üretmeden hiçbir sorunun halledilemeyeceğine inanıyorum.
Ve Köşe Yazılarımda da her aşamada bu temel hususu vurgulamaya, Halkımıza anlatmaya çalışıyorum…
Ayrıca cesaret edip, bir şeyler yapmak adına Bağımsız Aday oldum.
Türkiye’nin Siyaseten geldiği noktada bir şeyler yapabilmek adına;
Elini taşın altına koyan diğer Bağımsız Milletvekili Adaylarını da gösterdikleri cesaretten dolayı kutluyorum…
Bu Adaylardan bir kısmının Cemaat mensubu olduğu ve dolayısı ile Cemaat tarafından desteklendiği söylense de;
Böylesi bir dayanışmanın, diğer sivil toplum örgütlerine de örnek olmasını diliyorum.
Bu konuda isimlerini saydığım Sivil Toplum Örgütlerinin kendilerine en yakın olan ben dahil, bazı Bağımsız Adayların desteklenip, Meclis’e gönderilmesinde sınıfta kaldıklarını tekrar söylemeliyim...
Ve nihayetinde bu tahliller sonucunda;
Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’’nin bazı uygulamaları karşısında;
Sivil toplum örgütlerinin yaptıkları girişimlerde, bazı stratejik hatalar yaptıklarını ve bu yüzden etkili olamadıklarını söyleyebiliriz...
 Ben şahsen iyi bir seçim kampanyası yürüttüğüme inanıyorum…
Ama maalesef ne ben, ne de diğer Bağımsız Adaylardan hiç biri seçilemedi
Eğer WEB Sitemde de belirttiğim üzere bu seçimde minimum 25-30 Bağımsız Milletvekili Meclis’e girmiş olsaydı, şimdi ki gibi zor ve nasıl sonuçlanacağı belli olmayan belirsiz bir tablo ortaya çıkmazdı…
Böylesi bir sonucun çıkmasında herkesin bir payı var… Ama ben en azından kendi açımdan burada bazı tahliller yapmak istiyorum…
Gelinen noktada;
Hiçbir Siyasi Partinin tek başına iktidar olamayacağı bir tablo ortaya çıktı.
Milletimizin koalisyon Hükümetlerine de alışması lazım.
Ben 13 yıllık bir AKP iktidarından sonra gelinen noktayı;
Türkiye’de işlerin yenide düzene girmesi noktasında; yeni bir başlangıç olarak görüyorum.
Koalisyon çalışmalarının nasıl sonuçlanacağını şimdiden belki kestiremeyiz ama
Eğer Sayın Deniz BAYKAL, sonrası için de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni Başkanı seçilirse
Türkiye’nin bölünüp-parçalanma senaryolarının da engellenebilceğini düşünüyorum…
Başta Amerika Birleşik Devletleri ABD olmak üzere, Halkımızın bir kısmı AKP Hükümetinden kurtulma noktasında HDP’yi destekleyip, seçim barajını geçmesini sağladı…
Bu yeni durum HDP’nin asıl niyetinin ne olduğunu ortaya koyması ve daha önemlisi bu niyeti Halkımızın görüp anlaması bakımından, bir fırsat olarak değerlendiriyorum.
Biz aslında AKP ve HDP’nin Barış süreci, ya da Açılım- Saçılım söylemleri ile Türkiye’nin Üniter yapısını bozma konusunda birlikte çalıştıklarını biliyoruz…
İşte bu sebepten böylesi zor bir dönemde eğer Deniz BAYKAL,  TBMM’’nin yeni Başkanı seçilirse,
Böyle bir hususun gerçekleşme ihtimalinin çok zayıflayacağını düşünüyorum…
Eğer AKP’nin dışındaki diğer Partiler;
4 Bakanın Yüce Divana gönderilmesinde anlaşıp, gereğini yaparlar sa, ki toplam oyları buna yeterli;
Seçim öncesinde yolsuzlukların soruşturulması konusundaki söylem ve ısrarlarında, samimi olup olmadıkları da ortaya çıkacaktır.
Bu yüzden olmalı ki, bu Partiler; bir koalisyon Hükümeti kurulması aşamasında zorluk çıkarmaya, topu diğerine atmaya çalışmaktadır.
Zira taviz verip anlaşılması durumunda; muhtemel bir erken seçimde, bundan zarar göreceğini düşündükleri anlaşılmaktadır...
Saygılarımla 21 Haziran 2015 Pazar.
                                    Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
                                     Enerji Uzmanı-Gazeteci Yazar

5 Haziran 2015 Cuma

BİR SEÇİM DÖNEMİNİN DAHA SONUNA GELİRKEN……

BİR SEÇİM DÖNEMİNİN DAHA SONUNA GELİRKEN……
 Sevgili Okurlar, çok kıymetli Arkadaşlarım ve Saygıdeğer Ankaralı Hemşerilerim;
Ankara 1. Bölge BAĞIMSIZ Milletvekili Adayı olarak, yoğun ve yorucu bir tempo içinde geçen bir seçim çalışmasının süresi bitmek üzere…
Halkımızın bana gösterdiği yakın ilgiden dolayı herkese çok teşekkürler…
Bu vesile ile Halkımızın sorunlarını, siyasi konulardaki duygu ve düşüncelerini doğrudan öğrenme fırsatım oldu…
Halkımız; kendilerine hizmet edecek, sözünde duracak, samimi siyasetçi arayışı içerisinde…
Bu noktada mevcut Siyasi Parti Genel Başkanlarına; eskisi gibi güvenmediği hususunu tespit ettim.
Bu noktada Bağımsız Adayların kendileri için yeni bir umut olduğunu söyleyen çok sayıda Vatandaşımızın olduğunu gördüm…
Kısmet olur ve Meclis’e girersem;
Bana gösterilen samimi ilgi, sevgi ve güveni boşa çıkarmayacağımı, herkesin bilmesini isterim…
Bu konuda benim seçim broşürüm bir senet niteliğinde. Bu itibarla Ankaralı Hemşerilerim, bu broşürü saklasınlar…
Ama ben söylediklerimden daha fazlasını yapacağım…
Şu gözlemimi de sizlerle paylaşmak istiyorum:
Ben Halkımızın Siyaseten gelinen noktada, olup biteni görüp anlamasından;
İçinde yaşadığımız bu zor günleri de atlatacağımız inancını taşıyorum ve gelecek adına da umutluyum…
6 HAZİRAN 2015 CUMARTESİ GÜNÜ KONVOYLA BÖLGE TURUNA ÇIKIYORUZ
6 Haziran 2015 Cumartesi günü saat 12’de;
İstasyon Mah. Alparslan Türkeş Sok No:44 Mesut Apartmanı önünden hareket ediyoruz
Toplanma saat 09’dan itibaren başlayacaktır. Bu süre zarfında gerekli hazırlıklar yapılacak…
Tüm Sevenlerim ve bana destek olanları; bu konvoya davetlidir.
BAĞIMSIZ ADAYLAR, SİVİL TOPĞLUM ÖRGÜTLERİ İÇİNDE YENİ BİR UMUT KAYNAĞIDIR…
Başta Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TÜMMOB, Türk Tabipler Birliği TTB, Devrimci İşçi Sendikaları DİSK, Kamu Çalışanları Sendikası KESK, ESM, Türkiye Barolar Birliği, Tüketici Hakları Birliği …gibi kuruluşlar;
Bu güne kadar, kendileri açısından yaşadıkları sorunları ve Türkiye açısından Siyaseten gelinen noktada duydukları rahatsızlığı; her vesile basın yayın aracılığı ile ve eylemlerle ortaya koymaya çalıştılar…
Bizler onların yanında olduk…
Ama bende kendi yaşamımda, İş hayatımda gördüm ve anladım ki;
Eğer Türkiye ortamında Sizleri temsilen birileri Milletvekili olarak Meclis’te değilse;
Eleştiri, protesto ve eylemlerin fazla etkili olmadığını, olamayacağını gördüm ve anladım…
Ve bunun için BAĞIMSIZ Aday oldum ve Meclis’e girmek istiyorum…
Çoğu Milletvekilinin kaldır parmak-indir parmak şeklinde görev yaptığını, ya da Liderlerin tahakkümü altında olup, özgürce hareket edemediklerini biliyoruz…
Bu itibarla benim;
Sorunların çözümünde çoğu Milletvekilinden, ya da bir Gruptan daha etkili olacağımı düşünebilirsiniz…
Zira Milletvekillerinin öncelikle bir konuda uzman, tecrübeli ve donanımlı olmaları gerekiyor…
Ben bu konudaki boşluğu doldurmak istiyorum…
Ayrıca ben Sizlerden biriyim…
Ve hep yanınızda olacağım…
Türkiye’nin hak ve menfaatleri konusunda dik duruş sergileyen herkesten destek bekliyorum…
Bu vesile ile saygı, sevgi ve selamlarımı sunuyor ve bu seçimin Ülkemize huzur, güven, sağlık, mutluluk getirmesini;
Güzel ve faydalı şeyler için yeni bir başlangıç olmasını diliyorum. 5 Haziran 2015 Cum
                                                                   Ankara 1. Bölge BAĞIMSIZ Milletvekili Adayı
                                                                    Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALAVAÇ
                                                                                  Enerji Uzmanı- Gazeteci Yazar
Cep: 0532 695 19 77
Mail: a_yalvac@hotmail.com
Web: ahmetyalvac1946.blogspot.com.tr