BİR KOALİSYON
HÜKÜMETİ KURMA İHTİMALİ HER GEÇEN GÜN BİRAZ DAHA AZALIYOR…
UFUKTA BİR ERKEN
SEÇİM GÖRÜNÜYOR…
Sevgili Okular, bu seçimde AKP
İktidarının oy kaybedeceği; sonuçta hiçbir Partinin tek başına iktidar olacak
çoğunluğu sağlayamayacağı biliniyordu. Nitekim de öyle oldu.
Halkımız Meclis’se giren siyasi
Partilere aranızda anlaşıp, bir koalisyon Hükümeti kurun ve Ülkenin sorunlarını
çözün dedi ama
Seçimin yapıldığı 7 Haziran
2015’den bu yana aradan bir aydan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, henüz bir
koalisyon Hükümeti kurulmuş değil…
Bu noktada Ülkemizin gündemi ile
siyasi Parti Liderlerinin ve Cumhurbaşkanı Tayyip ERDOĞAN’ın gündeminin farklı
olduğunu bir kez daha görmüş olduk…
Bu itibarla öncelikle, bu konuda yaşanan bazı
sorunları ve çıkar hesaplarını ortaya koymaya çalışacağım.
Ama şu kanaatimi de şimdiden
söylemek istiyorum:
Türkiye’nin içinde bulunduğu kaos ortamından
kurtulması noktasında;
Bir şeyler yapma gereğini duyup,
elini taşın altına koymayan, koymak istemeyen, kendi çıkar hesapları
doğrultusunda hareket eden ve Halkımızı aptal yerine koyan Siyasilere;
Muhtemel bir erken seçimde
gerekli cevabı, Halkımız mutlaka verecektir.
BAZI VATANDAŞLARIMIZ HDP’YE NİÇİN
OY VERDİ?...
Halkımızın bir kısmı; buna
CHP’lilerde dahil, Adalet ve Kalkınma Partisi AKP İktidarından kurtulma
noktasında;
PKK Terör Örgütünün sözcüsü
durumunda olduğunu bildiği, barış ve demokrasi söylemleri ile de Ülkemiz bölüp,
parçalamaya çalışan HDP’ye; sırf seçim barajını aşsın diye oy verdi.
Böylece ona da bir imkân tanıyıp,
Türkiye’nin bir Partisi olma yönünde hareket edip, etmeyeceğini görmek istedi…
Cumhurbaşkanı Tayyip ERDOĞAN, HDP’nin barajı aşmasını istemiyordu…
Bu itibarla tarafsızlık yeminini
bozup, Anayasanın açık hükmünü hiçe sayıp sahalara inmiş ve AKP adına
Halkımızdan oy isteyip, 400 Milletvekili talebinde bulunmuştu…
Ama olmadı. HDP seçim barajını aşıp,
80 Milletvekili ile Meclis’e girdi…
Bu nedenle, bizlerde HDP’nin izlediği
politikaları tasvip etmiyoruz ama
HDP’nin seçim barajını aşıp,
Meclis’e girmesi Türkiye’ye gerçekten bir rahat nefes aldırttı.
Eğer AKP 400 Milletvekili
çıkarabilmiş olsaydı;
Türkiye artık geri dönüşü olmayan
bir yola girerdi. Bu açıdan HDP’nin barajı aşması şimdilik yararlı oldu.
Bu sorunun birkaç nedeni var…
Bu sorunun cevabı, koalisyon
çalışmalarının neden yavaş ilerlediği ile de ilgili olduğundan; konuyu biraz
açmak istiyorum.
1-Eğer Tayip ERDOĞAN, seçimde
Ahmet DAVUTOĞLU’nun oy toplama konusunda Halkı ikna edebileceğine İnanmış
olsaydı;
Herhalde tarafsızlık yeminini
bozup, Anayasa hükümlerini çiğnemek pahasına sahalara inip, AKP adına oy isteme
gereğini duymazdı…
2-Ahmet DAVUTOĞLU, Tayyip
ERDOĞAN’ın ataması ile Başbakanlık koltuğuna oturdu.
Ahmet DAVUTOĞLU’nun bu noktada
bir eziklik duyduğu ve bu eziklikten kurtulup, bağımsız hareket etme eğilimi
içinde olduğu da gözlenmektedir.
İşte sorun burada başlıyor
olmalı…
Tayyip ERDOĞAN, kendi kontrolünde
olmadığı, ya da kontrolden çıkma eğiliminde olan bir kişinin Başbakanlık
koltuğunda oturmasını kendi çıkarları açısından uygun görmediği anlaşılıyor…
3-Bu noktada iddia edilen husus
şudur:
Deniliyor ki Tayyip ERDOĞAN;
Eylül ayında yapılacak olan AKP Büyük Kongesini, Ağustos’a çekip;
Ahmet DAVUTOĞLU’nun yerine
Mustafa ŞENTOP’’u AKP Genel Başkanlığına getirmek istemektedir.
Bu da Tayyip ERDOĞAN, Mustafa
ŞENTOP’un Başbakan olmasını istiyor anlamınadır…
İşte koalisyon çalışmalarının
yavaş ilerlemesinin nedenlerinden birinin bu olduğu söyleniyor.
CUMHURBAŞKANI TAYYİP ERDOĞAN,
ASLINDA BİR KOALİSYON HÜKÜMETİ KURULMASINI KENDİ ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA
İSTEMİYOR… AMA YENİ BİR HÜKÜMET KURMA
GÖREVİNİ AHMET DAVUTOĞLU’NA VERDİ…
Seçimde, Cumhurbaşkanı Tayyip ERDOĞAN’nın 400 Milletvekili istemesinin asıl nedeni; kendi ihtiyaçlarından kaynaklanıyordu…
Seçimde, Cumhurbaşkanı Tayyip ERDOĞAN’nın 400 Milletvekili istemesinin asıl nedeni; kendi ihtiyaçlarından kaynaklanıyordu…
Bu itibarla Başbakanlığı
döneminde patlak veren 17 ve 25 Aralık 2013 yolsuzluk skandalları ile daha
birçok uygulamalarının soruşturulmasını asla istemiyordu…
Bu sebepten dolayı, mümkün
olduğunca işi uzatıp, zaman kazanmak ve eğer bir koalisyon Hükümeti
kurulacaksa;
Yeni kurulacak bir koalisyon
Hükümetinin; kendisi açısından hayati önemde olan bu gibi Kırmızı Çizgilerden
uzak durması gerekiyordu…
Ama böylesi bir koalisyon
Hükümetinin kurulması çok zordu. Ama bu iş bir şekilde engellenebilir ve
umutlar tükenirse; o zaman da, bir erken seçim kararı ile Muhalefet
Partilerinin de iştiraki ile bir Seçim Hükümeti kurulabilirdi.
Seçim dönemine girildiğinde de;
Hükümet kurma aşamasında adı
geçen Muhalefet Partileri, sorumluluk almaktan kaçındılar gibi gerekçelerle
suçlanacaklar ve oylar AKP tarafından devşirilmeye çalışılacaktı…
Ama ben gelinen bu noktadan
sonra, bazı Yazarlar gibi AKP’de erimenin devam edeceğini ve AKP’nin 2-3 yıl
içinde dağılacağını düşünüyorum…
İşte böylesi bir korku ve
senaryonun gereği olarak, koalisyon kurma çalışmaları hafife alındı ve zaman
kazanılmaya çalışıldı…
Ve bu günlere gelindi.
Ama mutlaka birilerini
görevlendirmek gereği de ortada olduğundan;
Cumhurbaşkanı Tayyip ERDOĞAN
teamüller gereği, en çok Milletvekili çıkaran AKP Hükümetinin Başbakanı Ahmet
DAVUTOĞLU’nu
32 Gün sonra; 8 / 7 / 2015 tarihinde
görevlendirdi.
Eğer Ahmet DAVUTOĞLU bir
koalisyon Hükümeti kurmayı başaramazsa; teamüller gereği Hükümeti kurma görevi
diğer Liderlere verilecektir…
Eğer 45 gün içerisinde Koalisyon
çalışmalarından bir sonuç alınamazsa; Anayasamızın Cumhurbaşkanına tanıdığı
yetki gereği;
Cumhurbaşkanı, erken seçim kararı
alabiliyor…
MHP Lideri Devlet BAHÇELİ, CHP Lideri Kemal
KILIÇDAROĞLU ile HDP Lideri Selahattin DEMİRTAŞ’ın, seçim kampanyası esnasında
ki ve daha önceki söylemleri nedeni ile
Kırmızı Çizgilerin, koalisyon
Hükümeti kurulması aşamasında, büyük bir engel olduğu da anlaşılmaktadır…
3 Muhalefet Lideri de,17 ve 25
Aralık 2013’de patlak veren yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının, bırakıldığı
yerden devam etmesini istiyorlar ama
MHP Lideri Devlet BAHÇELİ,
Açılım-Saçılım politikaları nedeni ile HDP’nin içinde olduğu bir Hükümette yer
almam diyor…
CHP Lideri Kemal KILIÇDAROĞLU,
zaten Açılm-Saçılım’a karşı değil…
Bu noktada CHP; AKP ve HDP ile
aynı noktada…
Bu gibi konularda bizler için
sürpriz olan tavır şudur:
Peki Milliyetçi söylemleri ile
bilinen MHP Lideri Devlet BAHÇELİ Meclis Başkanı seçiminde;
İşi döndürüp-dolaştırdı, sonunda
AKP’nin Adayı İsmet YILMAZ’ın seçilmesinde;
Grubuna boş oy kullandırmak suretiyle;
AKP’ye dolaylı yoldan da olsa neden destek verdi?...
Aslında Devlet BAHÇELİ’nin zor
anlarda AKP’ye destek olması ilk defada değil…
BAHÇELİ’’nin son desteğini, AKP
ile bir koalisyon Hükümetinde yer alacağı şeklinde yorumlayanlarda var…
Bu gibi konularda şu hususu
öncelikle hatırlatmak isterim:
Türkiye bölünüp- parçalanma
noktasına kendiliğinden gelmedi. Bu konuda Dış projeler olduğu da
bilinmektedir.
Bu itibarla benim, sitemde de yer
alan Seçim Bildirgeme bir göz atmanızı öneririm…
Bu nedenle şu anda Türkiye’de
Hükümet kurulması aşamasında da Dış müdahale, ya da telkinlerin ekin olduğu da
söylenebilir…
Şu hususu da tekrar
belirtmeliyim:
Amerika Birleşik Devletleri ABD;
Özellikle IŞİD ile mücadele
konusunda isteksiz davrandığı, illâki ESAD gidecek gibi saplantıları ve nihayet
kontrol edilemezliği gibi nedenlerle;
Cumhurbaşkanı Tayyip ERDOĞAN’ın
üstünü çizdi…
Ama Türkiye’yi bölüp-parçalama
projesinden vazgeçtiği söylenemez. Bu noktada HDP’nin desteklenip, barajı geçmesini
istedi.
Şartlar bu yönde gelişti ve HDP
seçim barajını aşıp, Meclis’e girdi…
CHP, MHP VE HDP LİDERLERİNİN BİR
DEKLERASYONLA, BİRLİKTE KOALİSYONDA YER ALMAK İSTEDİKLERİNİ AÇIKLASALARDI; SORUNLAR KENDİLİĞİNDEN ÇÖZÜLÜRDÜ…
Eğer adı geçen Siyasi Partilerin
Liderleri başlangıçta böyle bir mutabakat yayınlamış olsalardı;
Cumhurbaşkanı Hükümeti kurma
görevini, bu Liderlerden birine verirdi ve sorunda kendiliğinden çözülürdü.
Kemal KILIÇDAROĞLU; MHP Lideri
Devlet BAHÇELİ’ye daha ilk başta, Başbakan sen ol dedi ama Devlet BAHÇELİ bunu
hakaret gibi algılayıp, Kılıçdaroğlu’na sert çıktı…
AKP ve Tayyip ERDOĞAN’a set
oluşturulmasında;
CHP, MHP ve HDP Liderleri sınıfta kaldılar…
Ve tarihi bir fırsatı kaçırmak
üzereler!...
TÜRKİYE’NİN BU SİYASİ LİDERLERDEN
ARTIK KURTULMASI LAZIM…
Halkımızın artık duygusallığı bir
tarafa bırakıp, bu Liderlerle bir yere varılamayacağını görmeli ve gereğini
yapmalı…
Seçim kampanyası esnasında her
vesile 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandallarından hesap soracaklarını
söylüyorlardı…
İşte kendilerine bir fırsat…
Her 3 Partinin toplam
Milletvekili sayısı hesap sormaya yeterli…
Peki bir önerge verip te; kaldır
parmak, indir parmakla gereğini niye yerine getirip, sözlerinde durmuyorlar?...
Halkımız beceriksiz, ya da İki
Yüzlü bu siyasetçilerden artık kurtulmak için, gereğini yerine getirmelidir…
Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Suriye sınırına yığınak yapıp, emir verildiğinde Suriye topraklarına girilecek
şekilde hazır beklemesini de;
Muhtemel bir erken seçim
öncesinde;
AKP Hükümeti’nin oy devşirmede siyasi bir manevra alanı yaratma çabası
olarak görüyorum…
Saygılarımla, 12 Temmuz 2015
Pazar.
Makine Yüksek Mühendisi
Ahmet YALVAÇ
NOT:
Bu makaleyi tamamlayıp, Siteye
koymak istediğimde; bilgisayarda bir sorun oluştu. Dışarıda da araba
bekliyordu. Otobüs terminaline yetişmek zorundaydım…
Bir haftalık bir tatil için,
Kuşadası’nda ve Pamukkale’de idim. Ve bu gün sabahtan döndüm…