13 Nisan 2017 Perşembe

16 NİSAN, REFERANDUM GÜNÜ YAKLAŞIRKEN; Makine Yüksek Mühendisi "Ahmet YALVAÇ" Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar

16 NİSAN, REFERANDUM GÜNÜ YAKLAŞIRKEN;
BİR TARAFTA EŞİT ŞARTLAR ALTINDA YAPILMAYAN VE DEVLET’İN BÜTÜN İMKÂNLARI KULLANILARAK YÜRÜTÜLEN EVET KAMPANYASI,
DİĞER YANDA MUHALEFETİN KISITLI İMÂNLARIYLA,
MHP’Lİ BAĞIMSIZ VE DUYARLI BAZI SİYASETÇİLERİN VE BAROLAR BİRLİĞİ GİBİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ İSE KENDİ İMÂNLARI İLE YÜRÜTTÜĞÜ HAYIR ÇALIŞMALARI,
HALKIMIZIN DOĞRU BİLGİLENDİRİLMESİ KONUSUNDA, DAHA FAZLA NELER YAPILABİLİR?
YAŞANAN DIŞ ODAKLI GELİŞMELER,
YENİ ANAYASA MADDELERİ VE YORUMU….
Sevgili Okurlar, bundan önceki  Makale’ de, yeni Anayasa’nın Referanduma Kalması ile…başlıklı yazıda, bir şeyler söylemeye çalışırken ;
Bu yeni Anayasa’nın, Türkiye’nin ihtiyacı ve talebi olmadığına,
Bu ihtiyaç ve talebin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’dan kaynaklandığına vurgu yapmış ve bu konuyu biraz açmaya çalışmıştım,
PARLAMENTER DEMOKRASİ’den vazgeçemeyeceğimiz noktasından hareketle,
Bu yeni Anayasa’nın niye reddedilmesi, bu yeni Anayasa’ya niçin HAYIR denilmesi gerektiği  hususunda da, bir şeyler söylemeye çalıştım.
Eğer bu Makaleyi okumayanlar, sadece ara başlıklara bir bakar ve ilgisini öncelikle çeken yerlerden başlarlarsa, konuyu bir bütün olarak kavrayıp, bilgilenmeleri noktasında, çok yararlı olur…
Bu yeni Makalede ise
Başlıktaki sorulara cevap olması bakımından, mevcut uygulama ve gelişmeleri de göz önünde bulundurarak, kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.
Ele alacağımız başlıca konular şunlar:
1-HALKIMIZIN DOĞRU BİLGİLENDİRİLMESİ VE BU BİLGİLERİN GENİŞ KİTLELERE ULAŞMASINDA;
İNTERNET’İN SAĞLADIĞI İMKÂNLARDAN, AZAMİ ŞEKİLDE YARARLANILMALIDIR….
Bu gün belli bir yaşın üstündeki çoğu kişi, internet kullanmasını bilmiyor ama özellikle facebook’u bilen ve kullananlar çok…
Ama gençler, internet’in sağladığı bütün imkânlardan, özellikle facebook, twİttet ve instegram gibi iletişim ve sosyal medya imkânlarından geniş ölçüde yararlanıyorlar…
Bu itibarla, Halkımızın doğru bilgilenmeleri, yeni Anayasa’ya niçin HAYIR denmesi gerektiğini anlatabilmek için yollara düşen, MHP’li Muhalifler;
Meral AKŞENER, Prof.Dr.Ümit ÖZDAĞ, Sinan OĞAN,Prof.Dr.Yusuf HALAÇOĞLU, Koray AYDIN,
Ya da Mansur YAVAŞ gibi tanınmış kişilerin;
Konuşma video bandlarını ; özel web sitelerinde yayınlatırlarsa ,Facebook, twitter  gibi sosyal medya imkânlarından da, yeterince yararlanırlarsa, daha fazla vatandaşımız, bilgilenmiş olur.
Prof.Dr. Birgül Ayman GÜLER, Prof.Dr Süheyl BATUM gibi tanınmış Akademisyenlerinde Anadolu yollarında, Halkımıza bir şeyler anlatabilme çabası içinde olduklarını biliyoruz…
Bu değerli Hocalarımızın Halkımıza sunduğu bilgilerin de, daha fazla Vatandaşımıza ulaşabilmesi için, yukarıda vurguladığım üzere, özel web sitelerinden yararlanırlarsa, facebook ve twitter gibi iletişim imkânlarını da kullanırlarsa, çok yararlı olur. yeterince yararlanmalıdırlar.
Bu Arkadaşlarımızın ve ismini saymadığım,
Ama doğruları halkımıza anlatabilmek için, kendi imkânlarıyla yollara düşen, Milletvekilleri, başka Sivil Toplum örgütü mensuplarının olduğunu da biliyorum ve ben bu çalışmaları çok önemsiyorum.
Ve bu gibi Arkadaşlarımızı gönülden kutluyorum.
Ne var ki Yandaş gazeteler ve bizim paralarımızla varlıklarını devam ettiren, Devlet Televizyonu TRT ve İktidarın baskısı altında olan çoğu Özel kanallarda;
Haber özelliği olan bu gibi bilgilendirme faaliyetlerini, maalesef Halkımıza duyurmak istemiyorlar…
Üstelik EVET’çilerin saldırılarına maruz kalıyorlar,
Bu noktada Görevlilerin ve Güvenlik güçlerinin, görev ve sorumluluklarını, yeterince yerine getirip, getirmediklerinin de, sorgulanması gerekiyor.
Bu konuda bir iktidar baskısı, bir iktidar korkusu, ya da iktidara şirin görünme gayretinin olduğu ortada…
Parasını kendi ceplerinden ödeyerek tuttukları salonlar, son anda bir şekilde, iptal ediliyorsa;
Bu gibi engellemeler, başka türlü nasıl, izah edilebilir?...…
Hayır çalışmaları, maalesef bu zor şartlar altında yürütülürken;
EVET çalışması yapanlara, hiçbir engel, ya da engelleme yor…
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu TRT ile çoğu Özel Televizyon kanalları;
Sanki AKP’nin yayın organı gibi çalışıyorlar….
Bu kapsamda ben de bir yazar olarak, kendi payıma düşen katkıyı koymak istiyorum.;
ADALET PARTİSİ Genel Başkanı Prof. Dr. Vecdet ÖZ’ün HALK TV’de Can ATAKLI ile yaptığı söyleşiyi bir Makalede yazarak yayınladım,
CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz BAYKAL’ın, Meclis’te CHP  adına yaptığı konuşmayı da, yine bir Makalede yazarak yayınladım.
Son olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU’nun, HALK  TV’de, 30 Mart 2017 tarihinde, Rahmi AYGÜN ile yaptığı söyleşiyi ve Vatandaştan-Vatandaşa Mektup başlığını taşıyan, uyarı yazısını yayınladım.
Bu video bandı ve Mektup’un;
Tüm vatandaşlarımızın kısa yoldan ve detaylara girmeden, doğru bilgilenmeleri konusunda, çok yararlı olacağını düşünüyorum.
Bunun dışında;
Yukarıda adlarını saydığım Kişilerden, eğer video band kayıtları olursa,
Bunlardan, amaca en uygun ve haber özelliği olanları da,vakit kalırsa, yayınlamaya çalışacağım….
2-BİR ÖNERİYİ BURADA TEKRARLAMAK İSTİYORUM:
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, YENİ ANAYASA SAVUNMASINI, MEYDANLARDA DEĞİL;
BU KONUYU ÖNCELİKLE KEMAL KILIÇDAROĞLU, DENİZ BAYKAL GİBİ SİYASİLER İLE
YA DA, KARŞITLIĞI BİLİNEN TANINMIŞ HUKUKÇU PROFESÖRLER İLE
TELEVİZYONDA TARTIŞMALIDIR…
Tabi ki Moderatör de çok önemli.
Uğur DÜNDAR gibi tarafsızlığı ve objektifliği, daha önceki örneklerden de görülüp, anlaşılan biri olmalı…
Ama Uğur DÜNDAR, en uygun kişi.
9 Nisan 2017 Pazar günü, FOX TV’de Kemal KILIÇDAROĞLU, SAAT 9’DA İşmail KÜÇÜKKAYA’nın programına çıktı. Bütün soruları cevaplandırdı ve çokta yararlı oldu.
Bu konuşmanın, çoğu kişiyi, ikna ettiği, doğru bilgilendirdiği kanaatini taşıyorum..
Bu gibi Tartışma Programı, Kemal KILIÇDAROĞLU-Tayyip ERDOĞAN, ya da Deniz BAYKAL- Tayyip ERDOĞAN arasında da yapılsa, çok daha yarlı olur.
Şunu demek istiyorum:
Bu referandum, seçimden de önemli;  Türkiye’nin geleceği oylanacak.Dolayısıyla teknik bir konu, muhtar toplantıları ve mitinglerde siyasi söylemlerle, geçiştirilemez….
AKP ve onun fili lideri konumundaki, şimdinin de Cumhurbaşkanı, 15 yıldan beri iktidarda. Mevcut Anayasa ve Yasalar kapsamında;
Neyi isteyip de yapamadığını, açıkça ortaya koymalı, soruları cevaplamalıdır…
Eğer böylesi bir yöntem uygulanırsa, ister muhalif, ister yandaş bütün Kanallar, bu Tartışmayı canlı yayınla verir,
Her görüşten, her Partiden vatandaşımız da izler…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN;
EVET oylarını artırabilmek için, yeni Anayasa maddeleri ile ilgisi olmayan Siyasi polemiklere de giriyor,
Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve özelliklede Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU’nu , FETÖ ve PKK terör örgütü ile bir şekilde ilişkilendirmek suretiyle Türkiye’de gelinen olumsuz noktadan, bir şekilde ilişkilendirmeye, sorumlu tutmaya çalışırken;
Böylesi bir yöntemle CHP üzerinden,HAYIR oylarının azalmasına, EVET oylarının artmasına çalışıldığı da anlaşılmaktadır.
Şu beyanatta çok ilginç:
Kemal KILIÇDAROĞLU, 15 Temmuz 2016 tarihinde, başarısız FETÖ darbe girişiminin yapıldığı saatlerde, uçakla kaçmak istiyormuş…
Arkadaşlar bu, çok vahim bir suçlama…
Böylesi bir suçlama karşısında Kemal KILOIÇDAROĞÜLU, AKP’nin önemli isimlerinden Hukukçu Milletvekili Hayati YAZICI ile uçakta aynı koltukta oturuyorlarmış…
FOKS TV’den İsmail KÜÇÜK KAYA, Hayati YAZICI’yi programa davet ediyor.
6 Nisan 2917’sabahı, FOKS TV’de  Hayati YAZICI ile yapılan söyleşiyi izledik. Net ve doğru bir bilgi veremedi….
Ama Özgür ÖZEL, CHP grup Başkan Vekili olarak, bu aşamada, KILIÇDAROĞLU’nun  kendine verdiği talimatları anlattı, Meclis’e gitmelerini istediğini, Darbeye karşı olduğunu söyledi…
Aslında bu gibi sözleri bizlerde, o akşam, Televizyonlardan duyduk.
Şimdi sorulması gereken soru şu:
Cumhurbaşkanı’na en yakın Kişilerden Hayati YUAZICI  da mı kaçmaya çalışıyordu?...
Bu itibarla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN;
Eğer Kemal KILIÇDAROĞLU ile Televizyonda tartışmaya çıkarsa, yeni Anayasa maddelerini tartışırken;
Bu gibi suçlamalara da, birinci elden, doğrudan cevap verilmiş olur…
Şu hususa da özellikle vurgu yapmak isterim:
Kemal KILIÇDAROĞLU’nun CHP’yi daha üst noktalara niçin getiremediği tartışılabilir ama
Kemal KILIÇDAROĞLU, saf ve iyi niyetli,bilgili, hazır cevap ve iyi bir konuşmacı…
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’na Adaylığı esnasında AKP Adayı ile giriştiği tartışmada,
Ve nihayet Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK ile tartıştığı programın galibi de, Kemal KILIÇDAROĞLU idi…
Cumhurbaşkanı her fırsatta, KILIÇDAROĞLU’nun Alevi olduğuna da vurgu yapıyor….
Çarkçı Başı gibi benzetmelerle, O’nu küçümsemeye, küçük düşürmeye çalışıyor…
Bu gibi şeylere ne gerek var ki?...
İşte Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması, herkese eşit mesafede olması, herkesi kucaklaması;
Herkesin Cumhurbaşkanı gibi davranması, işte bunun için gerekli….
Ben Sünni bir Müslüman’ım. Aleviler hakkındaki gözlemim şudur:
Aleviler, Hak-Hukuk konusunda, düzgün insanlardır…
ATATÜRK ilke ve İnkilapları’na ve Cumhuriyet’in kazanımlarına yürekten inanan insanlardır…
3-TELEVİZYONDA TARTIŞMA, EN KESTİRME YOL…
Kemal KILIÇDAROĞLU diyor ki:
Yeni Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın gerekçe göstermeden, Meclis’i feshetme yetkisi var …
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’da diyor ki, yok;
İspat etsin, Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa ederim….
Böylesi bir sorunun cevabı; bir benzetme ile şöyle:
Falanca kişi hayatını kaybetti, rahmetlik oldu, aramızdan ayrıldı, hakka yürüdü gibi farklı  ifadeler :
Falanca kişi öldü anlamındadır.
Ben burada Cumhurbaşkanı’nın oy alabileceği kesime yönelik, bir algı yaratmayı amaçladığını düşünüyorum.
29 Mart  2017 Çarşamba, 
SÖZCÜ
Kim istifa edecek! diye başlık atmış. Bu konu, AKP’nin broşüründe şöyle yer alıyor:
Fesih yetkisi:
Yeni sistemde, seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla, gerçekleşebilecektir.
TBMM 3/5 çoğunlukla yani 360 Milletvekili’nin imzası ile, Cumhurbaşkanı ‘da; dilediği zaman, bu yetkiyi tek başına kullanabilir.
Kemal KILIÇDAROĞLU, FOX TV’de de herkesle Televizyonda yeni Anayasayı tartışmak istediğini, tekrarladı, açıkça söyledi…
Bence Cumhurbaşkanı bu teklifi, geri çevirmemeli…
4-BU REFERANDUM, BİR MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ DEĞİLDİR;
CUMHURİYET’LE YOLUMUZA DEVAM MI EDECEĞİZ,
YOKSATÜRKİYE’NİN İDARESİNİ, TEK BİR ADAMA MI BIRAKACAĞIZIN OYLAMASIDIR…
Aradaki bu farkı bütün Vatandaşlarımıza, çok iyi anlatmamız lazım…
Zira bazı Vatandaşlarımız bu hususu şöyle algılıyor:;
Yapılan Boğaziçi köprülerini, Hava alanı inşası çalışmasını, Boğazın altından geçen Marmaray Tüp geçidini, İzmit Körfezi-Osman Gazi Köprüsünü, Hızlı treni ve bazı Oto yolları örnek göstererek;
Özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a duydukları sempati, ya da O’nun konuşmalarının etkisi altında olduklarından,
Bir memnuniyeti ortaya koymak adına; evet demek istiyorlar.
Tabi ki bu gibi Vatandaşlarımız, bu alt yapı hizmetlerinin usulüne uygun yapılıp, yapılmadığına,
Pahalıya mı, yoksa ucuza mı yapıldığı gibi konularla, hiç ilgilenmiyorlar.
Örneğin Osman Gazi Köprüsü ve 3.Boğaz Köprüsü, Yavuz Sultan Selim köprüsünün, Hazine garantisi ile yapıldığını ama günde taahhüt edilen araç geçmediğinden dolayı, aradaki farkın,Bütçe gelirlerinden karşılandığını da bilmiyorlar..
Sonuç itibarıyla yararlanmadığımız bir hizmetin bedelini, bizler ödüyoruz….
Bu gibi Vatandaşlarımıza şu hususu çok iyi anlatmak lazım:
Bu gibi Altyapı hizmetlerini yapmak ve Vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak;
Zaten İktidardaki bir Siyasi partinin, esas görevi ve yapması gereken işler…
Ama bu Referandum, bir Milletvekili seçimi değildir.
Referandumda HAYIR da çıksa, EVET de çıksa AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN görevlerine devam edeceklerdir.
Eğer HAYIR çıkarsa, yapılan Anayasa ve Yasa ihlallerine karşı, Halk Yöneticilere bir Kırmızı kart göstermiş olacak,
Eğer EVET çıkarsa, yine AKP ve Cumhurbaşkanı görevde kalacak ama
Tüm yetkiler Cumhurbaşkanı’nda toplanacağından, Padişahlara bile tanınmayan yetkiler dolayısıyla, Türkiye’nin İdare şekli, Rejimi değişmiş olacaktır.
Ve geriye dönüşte, o kadar kolay değil…
Durumun vahametini şöyle ortaya koymaya çalışalım:
Çoğu Vatandaşımız Apartmanlarda oturuyor.Apartmanın bir Yöneticisi var.Ödenen aidatların yerinde kullanılıp, kullanılmadığını denetleyen, bir Yönetim kurulu ve birde Denetleme kurulu var.
Sizler Apartman Yöneticisinin her söylediğine inanır mısınız?,
Her söylediğini yapar mısınız?
Apartman aidatını şu kadar artırıyorum dese, itirazsız kabul eder misiniz?Elbette etmezsiniz!...
Peki 80 Milyonluk bir Türkiye’nin tapusunu, sorgusuz, sualsiz, bir Kişiye nasıl teslim edersiniz?...
İşte bu gün, karşı karşıya olduğumuz durum bu…
Örneğin bu gün, beğenseniz de beğenmeseniz de bir Meclis ve Milletvekilleri var.
Bir arzunuz, bir isteğiniz, ya da bir şikâyetiniz olduğunda, Meclis’e gidip, derdinizi Milletvekillerine anlatıyorsunuz…
Milletvekili de telefonla birilerini arayarak, işinizi halletmeye çalışıyor.
Eğer şikayetin boyutu büyük ise
Konu Bakanlara, ya da daha yukarıdakilere ulaştırılıyor.
Bu şikâyetiniz üzerine, Bakanlar hakkında, gensoru verilebiliyor, hatta değil Bakan, Hükümet bile istifa etmek zorunda kalabiliyor.
Peki bu yeni Anayasa’da böyle bir durum olabilir mi? Olamaz…
Çünkü Milletvekillerinin sayısı 550’den 600’e çıkarılıyor ama yetkileri sembolik hale geliyor…
Bu itibarla Sistem değiştiği için;
Milletvekilleri isteseler de size yardımcı olamayacaklardır.
18 Maddeden oluşan yeni Anayasa maddelerini ve yorumunu, Makalenin sonuna bırakıyorum.
Yeni Anayasa yapma girişiminin;
Halkımıza verilen hizmetlerin, daha etkin hale getirilmesi ile bir ilgisi, bir bağlantısı yok.
Yaşanan olaylar ve uygulanan yöntemlerle de görülmüş ve anlaşılmıştır ki, Adalet ve Kalkınma Partisi AKP,15 yıl gibi uzun bir süre içerisinde, Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulamadı, tıkandı kaldı.
Uygulanan yanlış iç ve dış siyaset neticesinde, mevcut sorunlar çözülemediği gibi
Kendimize yeni düşmanlar yarattık. Ekonomik açıdan da, iflasın eşiğine geldik.
Siyaseten gelinen, getirilen bu noktada, Komşularımız dahil, çoğu Ülke ile düşman hale gelmemizde;
AKP’nin fiili lideri konumundaki, şimdinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Eyyyy…lerle başlayan sert üslubunun etkisi ve rolü, oldukça fazla…
Bu itibarla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, bu olumsuz şartlar altında, AKP iktidarını devam ettirmek için,
Hayal ettiği, yapmak istediği uygulamalara, yasal kılıf hazırlamak istiyor…
Bu husus, iç nedenlerden biri….
Ama yeni Anayasa hazırlama talebinin asıl nedenleri ve dayatma;
Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi BOP ile ilgili…
Eğer bu yeni Anayasa tasarısı, halk oylamasından geçerse, EVET oyları fazla çıkarsa;
Türkiye’nin Irak gibi, Suriye gibi bölünüp, parçalanmayacağını kaos ve kargaşanın yaşandığı bir ülke haline gelmeyeceğini, kim garanti edilebilir?
İşte biz burada, bilmediğimiz bu noktaları, aydınlatmaya çalışacağız…
Ve bundan önceki Makalede de vurgulamaya çalıştığım üzere;
Referandumda HAYIR çıkması, Türkiye’nin Hayrına olduğu gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da, Hayrına olur.
Bu vesile ile BOP Eş Başkanlığı kapsamında, Amerika’ya bulunduğu taahhütlerde;
Bu yeni Anayasa’nın geçmesinde çok gayret sarf ettim ama olmadı gibi gerekçelerle,  Topu, Taç’a atma imkânı da ortaya çıkar…
5, AMERİKA, 1 MART 2003 TEZKERESİ’NİN REDDEDİLMESİNDEN,  KENDİNE DERSLER ÇIKARDI…
Şimdinin Cumhurbaşkanı, zamanın Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN;
1 Mart 3003 Teskeresi’nin Meclis’ten geçmesi konusunda da, olağanüstü gayret sarf etmiş, bütün imkânları zorlamıştı. Ama buna rağmen, 100 kadar AKP’li Milletvekili’nin de hayır
oylarıyla, reddedilmişti
Böylesi bir sonucun alınmasında, o zaman CHP Genel Başkanı olan, Deniz BAYKAL’ın ve Genel Kurmay Başkanlığı’nın telkinlerinin de, büyük etkisi olmuştur.
Eğer bu Teskere o zaman kabul edilmiş olsaydı;
Amerikan Askerleri, Türkiye üzerinden Irak’a girecekti,
Ayrıca tam teçhizatlı 65 Bin Amerikan Askeri, Güney sınırımızda konuşlanacak,
Birçok Hava alanı ve Liman da, Amerika’nın kullanımına açılacaktı…
Aslında bu teskere, Türkiye’nin de bir şekilde işgal edileceğinin, kuşatılacağının önemli işaretleri idi…
Ama zor zamanlarda, Halkımızın sağduyusu ve Tanrının yardımı, bizleri, çoğu felaketten kurtarıyor.
Bu defasında Milletvekilleri ayarlandı ama
Referandumda, Halkımızın HAYIR oylarıyla, oynanan bu oyunu da, bozacağına inanıyorum.
Şimdi Amerika’nın bu olaydan, nasıl bir ders çıkardığı konusuna geliyorum.
1)Deniz BAYKAL, bir kaset komplosuyla, CHP ‘nin Genel Başkanlığından istifa etmek zorunda kaldı…
2) Türk Silahlı Kuvvetleri, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk,Poyraz Köy  gibi düzmece davalar ve kaset skandalları ile zayıflatıldı.
Böylece 1 Mart 2003 Teskeresi’nde etkisi ve katkısı olan, TSK mensubu Subaylar, etkisizleştirilmiş, Ordu’dan uzaklaştırılmış oldu.
3) Kendilerine engel olarak gördükleri Vatansever Bürokrat, Bilim Adamı, Gazeteci  gibi kilit isimleri,
4)2010 Referandumu  ile Yargı’nın da siyasallaşmasının önünü açtılar. Böylece Fethullah’çı Hakim ve Savcıların kilit yerlere gelmesinin zeminini hazırladılar…
Böylece yukarıda da vurguladığım üzere  böylece düzmece Kumpas davaları da, başlamış oldu…
5) Ve nihayet son darbeyi vurmak maksadıyla,FETHULLAH’ÇI Terör  Örgütü’nün TSK  içinde yapılanmış olmasından da yararlanarak;
15 Temmuz 2016 tarihinde, başarısız Darbe girişimini başlattılar,
Ve bu günlere geldik…
Tabi ki burada, her şeyi Amerika’ya bağlamak, bütün suçu onlara yüklemek doğru olmaz…
Eğer eskinin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı;
Bu gibi planlara, bu gibi uygulamalara karşı olsaydı, Amerika elbette dayatamazdı…
Ama hem, Amerikan yapımı olan ve Türkiye’nin de bölünüp parçalanmasını öngören proje BOP’un Eş Başkanlarından biri olduğunu söyleyeceksin,
Hem de Türkiye’nin hak ve menfaatleri doğrultusunda hareket edeceksin!...
Olmaz, olamaz, böyle bir şey!...
Şimdi bunun devamında bir şeyler söylemek istiyorum.
BOP Projesi hâlâ devam ediyor. İşler Suriye ve Irak’ta ileri bir aşamaya geldi.
1)Amerika ve Rusya’nın Suriye konusunda, karşılıklı çıkarlar bağlamında anlaşmaya vardıkları görülüyor,
2)BARZANİ, bir Türk kenti olan Kerkük’e kendi Bayrağını çekti.
Irak Merkezi Hükümeti’nden ayrılıp, bağımsızlık için, referandum yapacaklarını söyledi ama
Dostu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a sorun yaratmamak adına;
Bu işi, Türkiye’de 16 Nisan’da yapılacak olan, yeni Anayasa Referandumu sonrasına bıraktı.
3)ABD’nin yeni Başkanı Donald TRUMP da, yeni Suriye politikasını;
Türkiye’de yapılacak olan 16 Nisan2017 Referandumu sonrasına bıraktı
4) ABD Başkanı Donald TRUMP, Suriye’nin Lideri Beşar ESAD’ın, kimyasal gaz kullanıp, sivil Halkın, ölümüne sebep olduğu gerekçesi ile
Doğu Akdeniz’de bulunan savaş gemilerinden, Suriye’nin Hava üssüne TOMHAWK füzeleri yağdırdı .
Ama Beşar ESAD’ın bu aşamada, kimyasal gaz kullanacağına, kimse inanmıyor ve bir oldu-bittinin yapıldığı ağırlık kazanıyor.
Rusya’nın gerekli tepkiyi göstermemesini de;
Amerika ile Rusya’nın Suriye konusunda anlaştıkları varsayımına, bağlıyorlar.
5)ABD’nin Suriye’nin Hava üssünü Tomahawk füzeleriyle bombalaması;
Referandum öncesinde, EVET oylarının artması konusunda,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a,;
Donald TRUMP’tan bir destek algısı yaratıyor…
Bu katkıyı şöyle anlamak lazım:
Cumhurbaşkanı her fırsatta , Beşar ESAD’ı suçluyor ve mutlaka gitmeli diye ısrar ediyordu,
Birde Şam’da Emevi Camii’nde Namaz kılacağım gibi sözlerle Halkımızın büyük bir kısmının tepkisini çekiyordu.
Bu operasyonla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın;
 Beşar ESAD karşıtlığında, haklı olduğuna bir kılıf, bir gerekçe hazırlanmak istendiği,
Bunun da,EVET  oylarına yansıyacağı düşünüldüğü  şeklinde, anlamak lazım.
6) Ama Türkiye’nin Ulusal çıkarları;
 Komşuları ile dost olmasında,
Ve Suriye ile Irak’ın Toprak bütünlüğündedir.
7) ABD’nin Suriye’nin Hava Üssünü vurması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bundan memnun kalarak, Donald TRUMP’a teşekkür etmesi; ve nihayet Beşar ESAT karşıtlığının devam ettiğinin anlaşılması;
Rusya ile ilişkilerimizin düzelmeye başladığı ve turizm mevsimine girdiğimiz bir dönemde;
Bize bir katkı sağlamaz,
İyi ilişkilerin kurulmasında ve devamında;
Türkiye’nin güvenilirliği konusunda, kuşku yaratır, bize zarar verir…
SONUÇ İTİBARIYLE
Amerika Birleşik Devletleri,1 Mart 2003 Teskeresi’nin geçmemesinde, karşılaştıkları sorunların bir daha yaşanmasını istemiyor.,
Ve bu defasında işi, tesadüflere bırakmadan, toptan halletmek istiyor…
MANTIK ŞU:
Yasama, Yargı ve Yürütme’nin bağımsız olması, BOP Projesi için bir engel.
Eğer, Yasama, Yargı, Yürütme tek elde toplanırsa;
Bir kişiyi ikna etmek, yada ona bir şekilde, istediğinizi yaptırmak kolay….
Şimdi anladınız mı, Yetkilerin Bir kişide niye toplanmak istendiğini?..
Böylesi bir Anayasa’ın Referandumda kabul edilmes;
Hem BOP kapsamında Amerika’nın, hemde AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ihtiyaçlarına uygun düşüyor…
Peki Türkiye’nin çıkarlarına, uygun düşüyor mu? HAYIR!...
7-15 TEMMUZ 2016 BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİNDEN BU YANA, ADIM ADIM…
MİT Müsteşarı Hakan FİDAN’ın;
MİT’e bağlanan Geliştirilmiş Elektronik Sistemler Komutanlığı GES’in  teknik imkânlarından yararlanarak;
Askeri hava alanları ve Tank kışlalarındaki hareketlilikten; darbe yapılacağı kanısına vardığı,
Bu bilgiyi saat 14.30’da bir Yetkili ile paylaştığı, Genel Kurmay Başkanlığı’na giderek saat
16’da,bu bilgiyi Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR ile paylaştığını biliyoruz.
Darbe teşebbüsünün, Amerika’nın bilgisi dahilinde, Fethullah GÜLEN cemaatine mensup, bir grup Subay tarafından yapıldığı da, artık herkes tarafından biliniyor ama
Yılın en uzun gününde, ortalık henüz günlük-güneşlik iken, şu soru hâlâ cevaplanmış değil Jetler henüz, Hava alanlarından kalkmadan, Tanklar henüz kışlalarından çıkmadan;
Bu Darbe girişimi, önlenemedi mi, ?
Yoksa önlenmek mi, istenmedi?...
İşin ilginç yanı, Darbeleri Araştırma Komisyonu kurulduğu ve Komisyon Başkanı, Darbenin 2 Kilit ismi, MİT Müsteşarı Hakan FİDAN ile Genelkurmay Başkanı Hulusi AKAR’ı ifade vermeye çağırdığı halde;
Komisyona gidip, ifade vermelerine izin verilmemiştir…
Bu konu, sizce de ilginç değil mi?..
Kemal KILIÇDAROĞLU bu durumu; Kontrollü Darbe girişimi olarak adlandırıyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Darbe yapılacağından, haberinin olduğuna inandığına, vurgu yapıyor…
Cumhurbaşkanı da, böylesi bir söze kızıyor…
Şu husus da bir gerçek:
Darbe girişimi bahane edilerek, Olağan üstü Hal ilan edildi ve OHAL Yasaları uygulanmaya başladı.
Aradan 9 Aya yakın bir zaman geçti, Referandum olacak ama; OHAL, hala devam ediyor…
Darbe girişiminin fırsata çevrilerek, Bayram kutlar gibi,1 ay süre ile Kızılay-Güven Park’ta kutlamalar yapıldı.
Kızılay’a 1 Ay boyunca Belediye otobüsleri bedava adam taşıdı,
Kutlamaya gelenlere yiyecekler dağıtıldı.Eğlenceler yapıldı.Nutuklar çekildi,…
İlçelerden Kızılay’a gelen yolların sağında ve solunda yer alan normal ve ışıklı Bilboartlar, hep Vatan, Millet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ı öven resim ve yazılarla donatıldı,
Minarelerden, bu etkinliklerin devam ettiği süre içerisinde, Salalar okundu,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’in ismi zikredildi…
Ben bu gibi kutlama, tanıtım ve reklam işlerinin bir amaca yönelik olduğunu, bir şeyler için, hazırlık yapılıp, ortam hazırlanmaya çalışıldığını düşünüyordum.
Ama Referandum a hazırlık yapıldığını, bilemezdik tabi…
Bu gibi konulardaki düşüncelerimi de, o zaman yazdığım Makalelere de, yansıttım.
Neticede Devlet BAHÇELİ, ortaya beklenmedik bir zamanda, Başkanlık sözünü attı,Tayyip ERDOĞAN,bu konuya balıklama atladı,
Nihayet aceleye getirilerek, Komisyonda, Muhalefet Milletvekilleri ile yeterince tartışılmadan, hatta tartışma engellenerek, kavga -nizah, Hukuk Fakültelerinin, Sivil Toplum Örgütlerinin görüşleri de alınmadan,
Bir Anayasa taslağı hazırlandı.
Meclis’te sözde yeni bir Anayasa çalışmaları yapılırken;
Meclis dışında, bu oldu-bitti şeklinde yürütülen yeni Anayasa hükümlerini dışarıda protesto eden Muhalefet Partileri Mensuplarına ve Sivil Toplum kuruluşlarından oluşan kalabalığa;
Polis’in coplarla müdahale ettiğini, TOMA’lardan sıkılan tazyikli sularla, soğuk havada ıslatıldığını gördük…
Bu şartlar altında hazırlanan Anayasa’ya mı Evet diyeceğiz?
8-TÜRKİYE’NİN İHTİYACI, YENİ BİR ANAYASA DEĞİL;
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN AYAR DEĞERLERİNE YENİDEN KAVUŞMASIDIR….
Bu konuyu şöyle özetlemek mümkün:
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2003 tarihinden önce de, bazı sorunlarımız vardı ama
Bu tarihe kadar Türkiye’yi yöneten iktidarların; ister sağ, ister sol olsun, Türkiye Cumhuriyeti ile O’nu kuran Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah Arkadaşları ile Cumhuriyet’in kurucu değerleri ve kazanımları ile ilgili bir sorunları yoktu,
Rejimi değiştirmek gibi bir niyetleri, bir dertleri yoktu.
Her Hükümet, kendi ölçüsünde bir şeyler yapma, binaya bir tuğla koyma çabasında oldu. Ne kadar başarılı oldukları, elbette tartışılabilir.
Prof.Dr Necmettin ERBAKAN’ın  siyasete girmesi, yıllar sonra koalisyonlarda yer almasıyla,
Laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin başladığını görsek bile mevcut yapının buna müsaade etmediğini,
Dengenin bir şekilde yeniden kurulduğunu biliyoruz.
Necmettin ERBAKAN’ın her uygulamasına katılmasak bile
Necmettin Hoca Milli idi. Koyu bir Amerika ve İsrail karşıtı idi. Bu tavrından, hiçbir zaman sapmamış, taviz vermemiştir.
Ölüm döşeğinde bile Türkiye’nin bölünüp parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu görmüş,
Devlete sahip çıkılmasını, bu konuda bir şeyler yapılmasını, bilhassa öğütlemiştir.
Bu özelliğinden dolayı, Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN’ı rahmetle, minnetle anıyorum.
Aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, siyaseten, Necmettin ERBAKAN’ın talebesi idi.ve Refah Partisi’nin imkânlarından yararlanarak, bu günlere gelmiştir ama
Necmettin ERBAKAN’ın yolunda değildir….
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2003 tarihinden bu yana, geçen 15 yıl içinde,
Önceki  Hükümetler zamanında yapılan Sanayi kuruluşları ETİ BANK, SÜMER BANK, ŞEKER FABRİKALARI, Limanları, neredeyse her şeyi, bütün birikimleri, bir şekilde elden çıkardığının, sattığının dışında,
Ekonomik, sosyal, siyasal ve her konuda bir geriye gidişin, bir çöküşün yaşandığını görüyoruz.
Etrafımız ateş çemberi ama
15 Temmuz 2016’da bir grup Fethullah’çı  Subayın giriştiği başarısız darbe girişimini bahane edilerek;
Silahlı Kuvvetleri TSK’nın yapısıyla da oynanarak, Sivilleşme adı altında, siyasallaşmasının da, önü açılmış,
TSK’nın taşınmazlarına el konulmuş, Askeri Hastaneler, Askeri Liseler,Harp Okulları, ya kapatılmış, yada Sivilleşme adı altında,siyasallaşmasının önü açılmıştır…
Şimdi sorulması gereken soru şu:
Türk Silahlı Kuvvetleri TSK’nin, böylesi bir kritik zamanda yapısının değiştirilmesi, vurucu gücünün azaltılması;
En çok kimin işine yarar?...
Suriye ve Irak’ta yaşanan çatışmaların büyümesi,Bölgesel bir savaş çıkması;
Yada bu çatışmaların, bir Dünya savaşına dönüşme ihtimali, her zaman vardır…
Kurulan Kumpaslar nedeniyle, yetenekli, vatansever Kurmay Heyetin TSK’dan uzaklaştırıldığını,
Tecrübeli Savaş pilotlarının Bir kısmının, kumpas davaları ile, bir kısmının da 15 Temmuz2016’da FETÖ’cü bahanesiyle,Ordu’dan uzaklaştırıldığını göz önünde bulundurduğumuzda;
Bir savaş halinde,savaş uçaklarını kullanacak sayıda, elimizde pilpt kalmadı….
Üstelik bir savaş pilotunun yetişmesi, tecrübe kazanması için,15 yılo gerekiyor.
Dolayısıyla bu açığın, kısa sürede kapanması da, mümkün değil.
Bir savaş çıksa halimiz, ne olur?...
Bülent ARINÇ’a suikast iddiasıyla, KOZMİK Oda’ya girildi, Savaş planlarımız çalındı.
Bu planlar, Yabancıların eline geçti…
Bu ortamın hazırlanmasını, TSK’nın  vurucu gücünün azaltılmasını, Ulusal güvenliğimizin zayıflatılmasını ve buna sebebiyet verilmesini görmezden mi, geleceğiz?
Bu Referandumda HAYIR çıkması;
Tüm sorunların çözülmesi, Türkiye’nin yeniden yükselişe geçmesi için,
Yeni bir başlangıç olacaktır…
9-HER TARAF EVET PANKARTLARI İLE DOLU;
BUNUN KAYNAĞI NEREDEN GELİYOR?
Her taraf evet pankartları ve ışıklı reklamlarla dolu.Ben  7 Haziran 2015 Milletvekili seçiminde, Ankara  1.Bölge’den Bağımsız Milletvekili Adayı idim.Bu maksatla, bazı yerlerde Reklam panosu kiralamak istedim.
Normal panoların kirası, 1 Haftalık için 740 TL idi.Işıklı olanlar, daha pahalı…
Bu noktadan şuraya geliyorum:
Ankara İstanbul, İzmir, Konya, Bursa, Adana gibi Büyük Şehirleri ve diğer vilayetleri ve binlerce reklam panosunu,
Ve bu panolarda, Referandum vesilesi ile AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın EVET kampanyası olduğunu düşünün…
Bazı yerlerde de, apartman büyüklüğünde, bez reklam afişleri…
Bu şekilde her tarafta yaygın bir şekilde evet panoları olduğunu düşünürseniz, astronomik paralar tutar.
Hayır pankartları çok az,Hatta yok denecek kadar.
Şimdi bu noktada şunu söylemek istiyorum:
Eğer CHP, yada diğer Muhalifler, HAYIR için, o kadar çok değil de,biraz fazla olsa;
Hemen bir araştırma, soruşturma başlatırlar ve aleyhte söylemler geliştirirlerdi…
10-SANDIK ÖNCESİNDE, ÖRTÜLÜ ÖDENEKTE PATLAMA
16 Mart 2017 Perşembe, 
BİRGÜN Gazetesi
Haber şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali YILDIRIM’ın ortaklaşa kullandığı örtülü ödenek harcamalarında, Şubat ayında, tarihi rekor kırıldı.
Gizli hizmet giderleri olarak tanımlanan ödenekten, bir ayda 282 Milyon 263 Bin liralık harcama yapıldı.
Ocak ayındaki harcama,163 Milyon 866 liralık harcama yapılmış,
Ocak ve Şubat aylarının toplamı; 446 Milyon 229 Bin lira.
Bu rakam Meclis’in, bazı Bakanlıkların ve MİT Müsteşarlığı’nın aynı zaman dilimindeki harcamalarından, daha fazla.aylık harcamalarından, daha fazla.
2 Ayda Örtülü ödenekten kullanılan para,450 Milyon TL’ye yaklaştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise, Şubat ayında 283 Milyon lira harcama yapmış.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, büyük bir Bakanlık, bu itibarla harcamaları da fazla.
Örtülü ödeneğin, Şubat ayında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın harcamasına yaklaşması;
Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın Örtülü ödenek üzerinden yapılan harcamanın büyüklüğünü göstermesi açısından önemli….
2016’da 2 Milyar 438 Milyon lira olan Başbakanlık bütçesinin yarısı,1 Milyar 192 Bin liralık kısmı, Örtülü ödenek harcamalarında kullanılmış.
Bu da, büyük b,r para….
Kanuna göre;Genel bütçenin maksimum, Binde 5’ine tekabül eden kısmı,Örtülü ödenek harcamalarında kullanılabiliyor.
Genel Bütçe’nin başlangıç değeri,645,1 Milyon lira olduğundan;
3,2 Milyar lira örtülü ödenek harcaması olarak kullanılabiliyor.
Şu hususu öncelikle belirtmemiz lazım:
Örtülü ödenek, Başbakan’ın namusuna emanet edilmiştir ama keyfi olarak, harcanacak para da değildir.
Harcamanın kime ve ne maksatla yapıldığı bilindiğinde;
Ülke güvenliğinin tehlikeye gireceği, ya da diğer Devletlerle ilişkilerimizin bozulabileceği söz konusu ise
Daha çok bu gibi durumlarda kullanılır.
Daha önceki İktidarlar, bu kurala azami şekilde uyduklarından;
Örtülü ödenekten yapılan harcamalar,AKP İktidarı ile mukayese bile, edilemeyecek kadar, düşük miktardadır….
Savurganlığında etkisi olmuş olmalı ki, Şubat ayında Bütçe,8 Milyar lira açık vermiş.
11-CUMHURBAŞKANI’IN ÖRTÜLÜ ÖDENEK KULLANMASI DOĞRU MU?...
Halen yürürlükte olan Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı, Yürütme’nin değil; Devlet’in başıdır ve tarafsızdır.
Yürütmenin başı olmadığı ve tarafsız olduğu için, Örtülü ödenek koymaya gerek duyulmamıştır.
Recep Tayyip ERDOĞAN;
2014’deCumhurbaşkanı seçildiğinde,çıkarılan bir Kanunla, Başbakan’a tahsis edilen Örtülü ödenekten yararlanmaya başlamıştır.
Anayasa’ya aykırı bir Kanun çıkarılamaz ama Muhalefet Milletvekillerinin itirazlarını dikkate almayan AKP Milletvekilleri’nin oyları ile kabul edilmiştir.
Ana Muhalefet Partisi CHP, Anayasa Mahkemesi’e şikayette bulunmadığından,
Cumhurbaşkanı, bu güne kadar, Örtülü ödenekten yararlanmıştır.
Bu konu, Hukuken çok tartışılacak bir konudur…
12-DEVLETİN BÜTÜN İMKÂNLARI, EVET  KAMPANYASI İÇİN,HÜKÜMET’İN VE CUMHURBAŞKANI’NIN EMRİNDE
1)20 Mart 2017 Pazartesi SÖZCÜ Gazetesi
Referandum meydanlarına oluk oluk para akıyor.Parayı Millet ödüyor.Sefayı iktidar sürüyor.AKP Evet çıkması için,tüm imkânları seferberetti.Devlete ait 2 uçak,3 helikopter ve 900’e yakın makam aracı görevde….Muhalefet ise yaya
2) 11Nisan 2017 Salı SÖZCÜ Gazetesi
İktidarın Devlet kesesinden savurduğu  milyarlar, Hayırcılar’ın da cebinden çıkıyor.
Harcama EVET’e Faturası Millete. İşte bir örnek:Erdoğan ve BAHÇELİ’nin Yenikapı mitingi için,Avr5asya tüneli kapatıldı…İşletmeci firmanın 2,2 Milyarlık kaybı, Hazine’den ödenecek.
Yüksek Seçim Kurulu ,YSK’nın Dikkatine
Seçmen sayısı 571 o9lan Lüksemburg’da,nasıl oluyor da, sandıktan 9729 oy çıkıyor?.Bu oylar, iptal edilecek mi, edilmeyecek mi?...
3) 5 Nisan 2017 Çarşamba SÖZCÜ Gazetesi
HAYIRCILARI gören imam, minareden böyle seslendi: Köyde yabancılar var, kapıyı açmayın.
4) 29 Mart 2017 Çarşamba BirGün Gazetesi
Fesihten vurdu olmadı, yine gerilime başladı. Ne yaptıysa tutmadı.
Referandum taktikleri tutmayan ERDOĞAN,fesih konusunda çuvallayınca,şimdide HAYIR çadırını gezip,Ana  Muhalefet Liderine yalancı demeye başladı.Ama  yurttaşlar yanıtını verip, yolladı.
5)24 Mart 2017 Cuma, SÖZCÜ Gazetesi
Evet oyu için, Cumhuriyet düşmanlarına sarıldılar.Her Evet oyu, şeyh Sait ve Arkadaşlarına Bir Fatiha’dır.Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, Diyarbakır’da
6)3 Nisan 2017 Pazartesi SÖZCÜ
SEÇSİS projesinde hata olduğu, ortaya çıkyı.Gurbetçilere mükerrer oy kullandırabilirler
7) 17 Mart 2017 Cuma, SÖZCÜ
Karanlık ilişkileri çözmüş, FETÖ’cülere 69 dava açmıştı. Darbeyi önleyen Savcı kızağa çekildi.15 Temmuz’da Darbecilere meydan okuyan Başsavcı, Vekili Necip Cem İşcimen’in FETÖ’nün Siyasi ayağına  işaret ettiği için,görevden alındığı iddia ediliyor.
Meclis’te 120-180 arası, Bylok kullanan AKP’li Milletvekili olduğu iddia ediliyor. Bunlar da, FETÖ yanlısı  Milletvekilleri
Peki FETÖ^cü Milletvekillerini ortaya çıkartıp, gereğini yapmak istemeyen AKP’nin hazırladığı yeni Anayasaya, Referandumda niçin Evet oyu vereceğiz?..
Eğer AKP iktidarı, Meclis’deki  FETÖ’cü Milletvekillerini tespit edip açıklasa, o zaman yeni Anayasa , oylama neticesinde, referanduma da kalmaz, toptan reddedilirdi.
8) 10 Nisan 2017 Pazartesi, SÖZCÜ
Gizli gündemi, Cumhurbaşkanı’nın Baş Danışmanı Karatepe açıkladı: EVET sonrası, Eyalet.
Yurt dışında oy verme işi tamamlandı, griye şaibe kaldı.
Peki Türkiye’yi Eyalletlere bölecek  YENİ Anayasa’ya, niçin Evet diyeceğiz?...
13-YENİ ANAYASA MADDELERİ VE YORUMU…
MADDE 1, Değişecek Madde: 9
NE OLACAĞI: Yargı’nın bağımsız olacağı maddesine, birde tarafsız eklenecek.
İTİRAZ NEDENİ: Tek kişinin belirleyici olduğu bir Yargı, tarafsız ve bağımsız olamaz
MADDE:2,Değişecek Madde: 75
NE OLACAĞI:550 Olan Milletvekili sayısı, 600’e çıkacak.
İTİRAZ NEDENİ: Meclis etkisizleştirilirken, Milletvekili ayısına, neden 50 ilave yapılıyor?
MADDE:3, Değiştirilecek Madde: 76
NE OLACAK:25 olan Milletvekili seçilme yaşı,18’e iniyor.Askerlik artı aranmayacak.
İTİRAZ NEDENİ: Kimin çocuğu, 18 yaşında vekil,askerlikten muaf,23 yaşında emekli olabilir?
MADDE:4,Değişecek Madde: 77
NE OLACAĞI: TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir ve aynı gün yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçimi için, çoğunluk sağlanamazsa,2.tur yapılacak.
İTİRAZ NEDENİ: Cumhurbaşkanı, Vekil Adaylarını da belirlemez mi?
MADDE: 5,Değişecek Madde: 87
NE OLACAĞI: Meclis’in görevleri arasında olan Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek, Bütçe tasarılarını görüşmek hkmü kaldırılacak.Yerine Bütçe teklifini görüşmek getirilecek.
İTİRAZ NEDENİ: Meclis’in Yasama ve Denetleme görevi olmasa da, olur mu?
MADDE:6,Değişecek Madde: 98
NE OLACAĞI: Meclis’in Gensoru verme yetkisini kaldıracak. Soru yerine Milletvekillerine, Cumhurbaşkanı Yardımcılarına ve Bakanlara, yazılı soru iletebilecek.
İTİRAZ NEDENİ: Gensoru ile Milletvekilleri, Bakanları ve Hükümetleri düşürebilirdi
MADDE:7,Değişecek Madde: 101
NE OLACAĞI: Cumhurbaşkanlığı süresi 5 yıldır.En fazla 2 defa seçilebilir.Birinci oylamada salt çoğunluk alınamazsa,en fazla oyu alan 2 Aday,2.oylamaya katılacak. 2.Aday çekilirse, tek Aday içöin, referandum yapılacak. Yine olmazsa, seçim yenilenecek.
İTİRAZ NEDENİ: Bütün yetkiler Cumhurbaşkanı’nda varken,bunu değiştiremez mi?
MADDE:8,Değişecek Madde: 104
NE OLACAĞI: Cumhurbaşkanı’na 1-Yürütme Yetkisi 2-Yardımcılarını ve Bakanları atama yetkisi 3-Üst düzey  Kamu görevlilerini atama yetkisi ve4-Kararname ve Yönetmelik çıkarabilecek.
İTİRAZ NEENİ: Hükümetin ve Bakanlıkların elindeki Yürütme yetkisi ve Meclis’in elindeki Yasama  yetkisi tek kişinin elinde toplanacak.
MADDE:9,Değişecek Madde: 105
NE OLACAĞI: Cumhurbaşkanı’na soruşturma açılması talebi için; 301 Milletvekilinin teklifi ve Genel Kurul’da 400 Milletvekilinin oyunu alabilirse,soruşturma açılmasına, karar verilecek.Karar verilse bile Yüce Divan için,400 Milletvekilinin oyu gerekecek.
İTİRAZ NEDENİ: Cumhurbaşkanı’nın, Yardımcılarının,Bakanların yargılanması hakkında, soruşturma açılması mümkün mü?...
MADDE: 10,Değişecek Madde:106
NE OLACAĞI: Cumhurbaşkanı Yardımcılar atayabilecek. Cumhurbaşkanlığı makamı boşalırsa,Yardımcısı45 gün onun tüm yetkilerini kullanabilecek.Yardımcılar ve Bakanların soruşturma açılma şartları, Yasama dokunulmazlığı, Cumhurbaşkanı gibi olacak.
İTİRAZ NEDENİ: Sınırsız sorumsuz Bakanlar ve Yardımcılar olur mu?
MADDE:11,Değişecek Madde: 116
NE OLACAĞI: 400 Milletvekili seçimlrin yenilenmesini isteyebilecek.Süresi tam bitmeden seçimler yenilenirse sadece 2 dönem Cumhurbaşkanlığı seçilme şartı,ortadan kalkacak.
İTİRAZ NEDENİ: Bu şartlar altında bir kiş, sonsuza kadar Cumhurbaşkanı seçilebilir.
MADDE:12,Değişecek Madde: 119
NE OLACAĞI: Daha önce Meclis’te olan yetki Cumhurbaşkanı 6 ay olağanüstü hal ilan edebilecek.4’ er aylık sürelerle olağanüstü hal,uzatılabilecek.Savaş hallerinde kısıtlama olmayacak.
İTİRAZ NEDENİ: İç ve dış tehdit bahanesiyle Ülke,sürekli  olağanüstü hal koşullarında yönetilebilecek.
MADDE:13,Değişecek Madde: 142
NE OLACAĞI: Askeri Mahkemeler kaldırılacak.
İTİRAZ NEDENİ: 2011’de Anayasa değişikliğinde hani yargı sivilleşmişti?...
MADDE:14,Değişecek Madde: 159
NE OLACAĞI: HSYK artık HSK oluyor,üye sayısı 13’e indiriliyor,6’sını Cumhurbaşkanı,7’sini TBMM belirliyor,başına Adalet Bakanı konuyor.
İTİRAZ NEDENİ:Yargı, Yürütmenin kontrolünde olmaz mı?
MADDE:15,Değişecek Madde: 161
NE OLACAĞI: Bütçe kanun teklifi Cumhurbaşkanı tarafından Meclis’e sunulacak.
İTİRAZ NEDENİ: Meclis’in tek görevi bu olacak.
MADDE:16,Değişecek Maddeler: 8,15,17,19,73,78,82,88,80,91,93,96,99,100,102,107,108,109,110,111,112,113,114,115,117,118,120, 121,122,123,124,125,127,131,134,137,145,146,148,149,150.151,152,153,154,155,156,157,158,162,
163,164,166,167
NE OLACAK: Böylece birçok Maddelerdeki ibareler değişecek.
İTİRAZ NEDENİ: bir Madde,54 Maddeyi değiştirebilir mi?
MADDE:17, Değişecek Geçici Madde: 21
NE OLACAĞI: İlk seçim 3 Kasım 2019’da yapılacak
MADDE:18,Değişecek Maddeler: 8,15,17,19,73,75,77,82,87,88,89,91,93,96,98,99,100,101
101,102,104,105,106,107,108,109,110,111,112,113,114,115,116,117,118,119,120,121,122,123,124,125,126,127,131,134,137,150,151,152,153,161,162,163,164,166,167
NE OLACAĞI: Birçok maddede değişiklik olacak.Ama bu değişikliğin ne olacağını, şimdiden bilemeyiz.
Tüm bu değişiklikler; eğer bu Anayasa Referandumdan geçerse o man yapılacak.
İTİRAZ NEDENİ: Bir Madde, 96 Maddeyi değiştirebilir mi?
ÖZET VE SONUÇ;
1-Aceleye getirilerek, tartışılmasına bile tahammül edilemeyen  bir ortamda, kavgayla,gürültüyle,
Ve bir oldubitti ile referanduma kalan, bu yeni Anayasa Taslağı,
Türkiye’nin ihtiyacı ve talebi değildir.
Bu hususun, kişisel olduğu kadar, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi BOP ile de ilgili olduğu söylenebilir.
2-Yukarıda sunduğu ve 18 Maddeden oluşan yeni Anayasa maddelerini incelediğimizde;
Tüm yetkilerin Tek kişide toplandığını, Cumhurbaşkanı’nın tek belirleyici olduğunu,
Parlamenter sistemden ayrıldığımızı, Rejimin değiştiğini, değiştirileceğini,
Türkiye’nin idari yapısının değiştirilebileceği, Eyaletlere bölünebileceğini görüyoruz.
3-18 Maddede altında toplanan hükümlerin ne anlama geldiğini görüyoruz ama
Vakit olmadığı için, sadece numaraları verilen 10’larca maddede, neyin kaldırılacağını, neyin ekleneceğini,şimdiden kestiremeyiz…
Eğer bu yeni Anayasa,referandumdan geçerse, saydığım bu numaralarda, kim bilir, nasıl değişiklikler yapılacak?...
Bu Referandumda HAYIR çıkarak, bu Anayasa’nın reddedilmesi;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da hayrınadır.
4-Bütün Vatandaşlarımız, bu Referandumun bir Milletvekili seçimi olmadığını,
HAYIR çıkması durumunda da, AKP ve Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip ERDOĞAN’nin , değişmeyeceğini, herkesin yerinde olacağını, bilmelerini isterim.
5-Yok eğer, Evet çıkarsa, Türkiye’nin geri dönü mümkün olmayan bir noktaya sürükleneceğini;
Bunun da Türkiye’yi, Irak gibi,Suriye gibi bölünüp ,parçalanma noktasına getireceğini,
Rahatımızın, huzurumuzun, can ve mal güvenliğimizin kalmayacağını;
Kimse aklından çıkarmasın.
Yabancıların bizi böylesi bir ortama sürüklemek istediklerini, unutmasın!...
Bu referandumun, Milletimize hayırlı olmasını,
Kazasız, belasız geçmesini diliyorum.
Saygılarımla.13 Nisan 2017 Perşembe.
                             Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
                                         Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder