4 Temmuz 2017 Salı

Adalet Yürüyüşü ve "HERKES İÇİN ADALET!" Makine Yüksek Mühendisi, Ahmet YALVAÇ - Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar

HERKES İÇİN ADALET!
EVRENSEL HUKUK KURALLARINA VURGU İÇİN; CHP LİDERİ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN BAŞLATTIĞI ADALET YÜRÜYÜŞÜ, ÖZELLİKLE, BÜTÜN SİYASİ PARTİLER TARAFINDAN DESTEKLENMELİDİR!...
Sayın Okuyucular,
1 Temmuz 21017 Cumartesi itibarı ile
Adalet yürüyüşünün 17. Günü…
İstanbul-Malltepe Ceza evi yolunda, 185 Km. yol kat edilmiş, 265 Km yol kalmış…
Toplam yürüyüş mesafesi, 450 Km.
9 Temmuz 2017 Tarihi, hedefe varış tarihi olarak ön görülüyor.
Buna göre, hedefe yolcululuğun,26 gün süreceği anlaşılıyor.
Umarım yolculuk, kazasız belasız tamamlanır ve bu yürüyüş, amacına ulaşır.
Yürüyüşe katılanlara, Tanrıdan güç, kuvvet vermesini diliyorum….
Bu güne kadar,
Barış ve Demokrasi adına yapılan ve şiddet içermeyen, Tuz Yürüyüşü diye de adlandırılan,388 Kilometrelik, tarihin en uzun yürüyüşünü,
12 Mart 1930 yılında,
Hindistan Devleti’nin Kurucusu ve Hindistan’ın bağımsızlığına kavuşmasında, en büyük payı olan Mahatma GANDHİ gerçekleştirmişti.
CHP ve Kemal KILIÇDAROĞLU’nun önderlik ettiği, 450 Kilometrelik yol kat edildiğinde,
Mahatma Gandhi’ye ait olan Dünya rekorunu,
Kemal KILIÇDAROĞLU, geride bırakmış olacaktır….
Mahatma GANDHİ’NİN Tuz Yürüyüşü diye adlandırılan bu yürüyüşü,
Hind Halkının, GANDHİ liderliğinde, İngilizlerin Müstemleke Yönetimi’ne karşı,
Başlatılan ve şiddet içermeyen bir yürüyüşün,
Nasıl etkili olduğunun ve Hindistan’ın bağımsızlığına nasıl kavuştuğunun hikâyesidir.
Ben bu hikâyeyi çok ilginç bulduğum için,
Sitem de, seçtiklerim kısmında, aynen koyuyorum.
Bu gün Emperyalist güçlerin, Türkiye’yi de bölüp, parçalamak istedikleri de kesin…
Aradaki fark şu:
Türkiye Batı standartlarında kurulmuş, çağdaş bir Cumhuriyet.
Bu gün bu Cumhuriyet, bir şekilde geriye götürülmek, yıkılmak isteniyor.
Yöntem aynı olsa da, Kemal KILIÇDAROĞLU’nu,
Mahatma GANDHİ ile kıyaslamak ta, doğru değil…
Kemal KILIÇDAROĞLU,aslında düzgün ve konusunda uzman bir kişi.Bu konuda kimse aksi bir şey, söyleyemez….
Ama Liderlik, farklı bir konu…
Barışçıl olmak, elbette güzel bir şey….
Ama Liderlik;
Şartlar ne kadar zor olursa olsun,
Sorunların üstesinden gelebilmek,
Özellikle, emperyalist Devletlerin, talepleri ve dayatmaları karşısında,
Mümkün olduğunca, karşılıklı çıkarlar çerçevesinde,
Ülkenin hak ve menfaatlerini koruyabilmek,
Onların planların bir parçası olmamak,
Ve dik durmasını bilmektir…..
Bu gibi konularda bazı örnekler var…
Bu örneklerden de hareketle, bazı kaygılarımız ve bazı endişelerimiz var…
Önceki Makalelere bir göz atmanızı öneririm….
Kemal KILIÇDAROĞLU’nun bu girişimini;
Gandhi’nin örneğine benzetip, o’na Gandhi Kemal  diyenler olduğu gibi,
HAYIR Cephesinde yer alan bazı Kişi ve Yazarların, Kemal KILIÇDAROĞLU için;
CHP Genel Başkanlığı’nda yerini sabitledi gibi değerlendirme yapanlarda var,bu konuda bir gerçeklik payı olduğu da, söylenebilir,
Ahmet TÜRK ve PKK yanlıları da birlikte yürüyor gibi nedenlerle,
Ya da daha başka Siyasi gerekçelerle ilgili olmalı ki,
Meral AKŞENER, Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ, Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Sinan OĞAN ve Koray AYDIN gibi muhaliflerin,
VATAN PARTİSİ’nin, SAADET PARTİSİ’nin, DSP’nin,
Ya da Barolar Birliğinin, Başkan Prof.Dr Metin Feyzioğlu’nun, İstanbul Barosu eski Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal gibi popüler isimlerin,
Henüz yürüyüş kortejinde yer almadıklarını görüyoruz…
Ama DEMOKRAT PARTİ’nin bir süre önce, bu yürüyüşte yer aldığını,
ADALET PARTİSİ’nin de, bu yürüyüşte yer alacağı bilgisini 1 Temmuz 2017’de öğrendik.
Şunu demek istiyorum:
Olumlu ve faydalı sonuçları olabilecek girişimleri, kim başlatırsa başlatsın, desteklenmelidir…
Bizler Cumhuriyet’e, ATATÜĞRK ilke ve İnkilaplarına ve Cumhuriyetin kazanımlarına, yürekten inanan insanlarız.
HDP Yöneticilerinin, PKK yanlısı politikalarını, asla tasvip etmeyiz…
Ama HDP Eş Başkanlarından Selahattin DEMİRTAŞ’ın, özellikle Cumhurbaşkanlığı  seçimlerinde, HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olarak,
Ortaya koyduğu performans ve insancıl yaklaşımları neticesinde;
Kürt olmayan, bölücü yanlısı olmayan bazı vatandaşlarımızın da, oylarını bu Partiye verdiklerini de biliyoruz…
Bu hususu, asla göz ardı edemeyiz.
Sonra, HDP’nin, Referandum’da, niçin HAYIR oyu kullanacaklarını beyan etmelerinin nedenlerine de, önceki Makalede, değinmiştim…
Eğer bazı önemli hususları görmezden gelirsek;
Önemli konulara bakış tarzında, şeklci olmaktan öteye gidemeyiz, patinaj yaparız…
Eğer ADALET herkese lazım, prensibi ile yola çıkılmış ise,
Bir taşkınlık yapmadıkları sürece, sen bu yürüyüşe niçin katılıyorsun gibi ayrıştırıcı söz ve eylemde bulunmak,
Ve bu gibi nedenlerle, HAYIR cephesinde yer alıp, katkı koyanlardan Bir kesime;
Sen bu yürüyüşte niye yer alıyorsun diyemeyiz,
Bu yürüyüş;
15 yıldan beri Türkiye’yi idare etmekte olan ve içine düştüğümüz zor bir durumda ve geldiğimiz noktada, sorululuğu olan,
Adalet ve Kalkınma Partisi APK ile
O’nun fiili lideri konumundaki,
Şimdinin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın;
Bir durum değerlendirmesi yapmasına da,
Bir vesile olabilir….
Bu açıdan,bazı HAYIRCILARIN ve bu cephede yer alan bazı Siyasi Partilerin;
Sıraladığım nedenlerden biri, ya da bir kaçı nedeniyle
KILIÇDAROĞLU’nu, protesto etme adına, O’nu hedef tahtasına oturtmalarını,
Ya da, bu yürüyüşte yer almamalarını da,
Doğru bulmadığımı, belirtmek isterim….
Önceki Makalede Devlet BAHÇELİ’nin  dışında ,Kemal KILIÇDAROĞLU’nun da,
Ana Muhalefet Lideri olarak,
Anayasa ve Yasaların kendine verdiği, Anayasa Mahkemesine doğrudan başvurma konusunda, tereddüt gösterdiği,
Ya da bu hakkı yeterince kullanmadığı, kullanmak istemediği gibi gerekçelerle,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın işini kolaylaştırdığına,
Ve bu günlere gelinmesinde payı olduğuna da vurgu yapmıştım.
Ve Kongre kararı alınıp, bir durum değerlendirmesi yapılmasına,
CHP’de bir Genel Başkan ve Üst Yönetim değişikliğinin olmasında, fayda olduğuna değinmiştim.
Bu gün sadece CHP ‘de değil,
Meclis içinde ve Meclis dışında tüm Partilerde, olağanüstü kongre kararı alınıp, bir durum değerlendirmesi yapılmasında,
Ve kadroların yenilenmesinde,
Böylesi zor bir durumda,
Türkiye’nin menfaatleri açısından, büyük yararlar olduğuna, tekrar değinmek isterim…
Önceki Makalede, bu gibi konulara da değinmiştim.
ENİS BERBEROĞLU’NUN MAHKÛMİYET KARARI HENÜZ AÇIKLANMADAN;
CEZA EVİNDE KALACAĞI ODANIN HAZIRLANDIĞI İDDİASI,
ÇOK AĞIR BİR DURUM….
Bu iddianın sahibi de, CHP lideri, Kemal KILIÇDAROĞLU
Sayın KILIÇDAROĞLU,
Böylesi bir iddiayı, herhalde, kafasından uydurmadı….
Bu noktada, KILIÇDAROĞLU’na da;
Bu gibi örnekler de ortada iken,
Yeni düzenleme ile Yargı’nın da, şaibeli, ya da amaca uygun hale getirildiği görüntüsü varken,
Sen bu yürüyüşe, niçin önderlik ediyorsun da diyemeyiz….
Şimdi bazı geçlerimizin, nasıl PKK’lı oldukları,
Ya da bazı Kürt vatandaşlarımızın, nasıl PKK terör örgütü sempatizanı oldukları konusunda,
Bir şeyler söylemek istiyorum.
Ben Anayurt Gazetesi’nde yazarken, Türkiye’nin Etnik Kökeni konusunda, 21 Makale yayınladım.
Bu husus, aslında bir Türk tarihidir.
Türklerin Anadolu’ya gelişlerinin, 1071 değil, Milattan önce, binlerce yıl öncesine dayandığıdır.
Anadolu’nun adını Türkiye olarak değiştirenlerde, bizler değiliz.,
Anadolu’nun adı,1071’den itibaren,
Türkiye olarak değiştirilmiştir.
Bunu yapanlar da, İtalyanlardır.
Selçuklu Sultanı Alparslan’ın,1071 Malazgirt savaşında, Bizans İmparatoru, Romen Diogen’i yenmesi sonucunda,
Oğuz boyları, büyük kitleler halinde, Anadolu’ya giriş yapmaya başlamış,
Bundan sonrasında Anadolu’nun adı;
Turchia, Turco mania;Türlerin yoğun olarak yaşadığı topraklar anlamına gelen,Türkiye olarak değiştirilmiştir.….
Daha da önemlisi, bu araştırma yazısının asıl maksadı;
Kürtlerin de, Türkler’ün bir kolu olduğunun, bilimsel olarak, ortaya konmasıdır.
Bu gerçekten hareketle, eğer bu gibi bilgiler;
Türkiye’yi İdare edenler tarafından, bütün iletişim imkânları kullanılıp, Halka ulaştırılmış
Olsaydı;
Bu gün PKK terör örgütüne,böylesine katılanlar olur muydu,
Bazı Kürt vatandaşlarımız, kendilerini, ayrı bir ırktan sanıp,
Yabancılarında etkisiyle
PKK sempatizanı olurlar mıydı?
Bu gibi önemli hususları,
Bu gün bu vesile ile tekrarlamış oluyorum….
Bu nokta da, ister İktidar Partisi, İster Muhalefet Partileri olsun;
Türklükle, Cumhuriyet’le, Mustafa Kemal ATATÜRK  ve Silah Arkadaşlarıyla, bir sorunlarının olmamsı lazım…
Eğer Ülke adına bir şeyler yapmak istiyorlarsa,
Akıl ve Bilimin ışığında, Türkiye’nin de
Almanya gibi, Amerika gibi, Japonya gibi, her konuda gelişmiş,
Uzay yarışında bende varım diyen,
Kendi teknolojisini kendisi yaratan bir Ülke olma yönünde,
Bir şeyler yapmaları gerekir…
Bu gün, bu itibarla Türkiye’yi tehdit eden, huzurumuzu kaçıranlar, sadece aşırı sol guruplar, ya da PKK yanlısı olanlar değil,
İktidar Partisinin de, Din eksenli ve kendi amacına uygun bir Devlet yapılanması girişimleri de, bakmak lazım….
Her şeyin Sünni Mezhep eksenli, bir Din Devleti oluşturmaya çalışıldığı,
Eğitim dahil, gençlik dahil, her şeyin bu çerçevede amaca uygun hale getirildiği,
Okulların İmam-Hatipleştirildiği,
Ailelerin çocuklarını, zorla bu okullara göndermeye zorlandığı,
İnsanların giyim şekillerine, yaşam tarzlarına kadar müdahale edildiği,
Bilim ve Liyakat tan uzaklaşıldığı
Bu yüzden yanlış iç ve dış politika nedeniyle,
Başta Amerika, Almanya olmak üzere, Batı ile düşman hale geldiğimizi,
Bu yüzden alış verişimizin, gelirimizin azaldığı da ortada,
Durup dururken, Beşar ESAD’ı düşman ilan edip, onu devirmeye çalıştık,
Sonuçta bu mümkün olmadığı gibi,
3.5 Milyon Suriyeli, maddi ve manevi olarak, Türkiye’ye büyük zarar vermeye başladı…
Bir türlü bitmeyen PKK ve diğer terör guruplarının faaliyetleri sonucu,
Birçok sivil vatandaşımız, hayatını kaybettiği gibi,
Çocuklarını askere, vatan hizmetine gönderen ailelerin,
Gelen şehit haberleri ile yürekleri dağlandı ve dağlanmaya devam ediyor…
Bunun gibi birçok neden, Halkımızı bunaltır duruma getirdi, canından bezdirdi.
Ve bu yürüyüşü, bir umut, bir beklenti haline getirdi….
Atanamayan öğretmenler sorunu,
FETÖ bahanesiyle işten atılan 100 bİn’in üzerindeki insan ve bu yüzden bunalıma giren dağılan aileler,
15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişiminde bu yana,
1 Yıla yaklaşan bir zaman geçmesine rağmen, devam eden, Olağanüstü hal OHAL ‘ın kalkmaması gibi birçok neden,
Toplumu bunaltır hale getirdi….
Onun için, yürüyüşte, her kesimden insan var…
Ben, sorunların çözümü noktasında;
Türkiye Cumhuriyeti’nin ayar değerlerine, yeniden getirilmesi gerektiğine inanıyorum…
İktidara gelen her Parti, kendi ideolojine uygun bir Devlet yapılanması oluşturmaya çalışırsa,
Birinin yaptığını, öbürü bozar….
Gelişmiş Batı Ülkelerinde ve çok uluslu Amerika’da böylesi bir sorun varmı? Yok…
Bu itibarla, öncelikle Halkımızın bilinçlendirilmesi lazım…
Bu konuda, yapılacak çok iş var…
Sonuç olarak, bu yürüyüşle beraber;
İktidarın uygulamalarından bir şekilde zarar gördüğü için,
Referandumda EVET oyu kullanan bazı vatandaşlarımızın da,
HAYIRCILARIN yanında yer aldığını ve yğrğyüşe katıldığını düşünüyorum.
Bu da bir aydınlanma vesilesidir.
Bazı Yandaş yazarların, AKP’nin uygulamalarından rahatsız olduklarını, eleştirel yazılar yazdıklarını,
AKP tabanını da uygulamalardan rahatsızlık duyduklarına, işaret ediyorlar…
Bu da, aydınlanmanın bir parçası…
Bu gün bu yürüyüşün başlatılmasında;
Türkiye dışından bir yönlendirmenin, bir telkinin olup, olmadığını da, bilmiyoruz.
Bu gibi hususların detaylarını, ancak sonraları öğrenebiliriz.
Türkiye dışından, böylesi bir yönlendirme olsa bile
ADALET’ten ve ADALET’in doğru uygulanmasından vazgeçemeyiz
İstanbul’a yaklaştıkça kalabalığın arttığını,
Ve Yürüyüşe katılanların sayısının, 20 Bin’e ulaştığını görüyoruz.
İktidarın en büyük korkusunun ise
İstanbul-Maltepe’ye yaklaşırken,
Yürüyüşe katılanların sayısının, çok büyük rakamlara ulaşacağı,
Ve bu girişimin, Türkiye gelenine yayılacağı, endişesidir…
3 Temmuz 2017 Pazartesi, 
CUMHURİYET,
Unutmayacağız. Madımak için Adalet
Yürüyüş öncesinde;
Başta HDP’liler ve Aşırı Sol gruplar diye de tanımlayabileceğimiz marjinal grupların itirazları sonucu olmalı ki;
Başlangıçta Adalet pankartlarının dışında,
Yol boyunda, TÜRK bayrakları ile katılanlar olduğunu tahmin ediyorum,
Bunların dışında, Türk bayrağı pek yoktu.
Ama 1 Temmuz 2017 tarihinde basına da yansıdığı üzere,1110 Metre uzunluğunda, dev bir Türk bayrağının altında yüründüğünü, büyük bir memnuniyetle gördük.
2 Temmuz 7017 Pazar 
SÖZCÜ,
Bu itibarla, yukarıda isimlerini zikrettiğim MHP’li Muhaliflerle diğer siyası Partiler de, ellerine Birlik ve Beraberliğimizi sembolize eden, Türk bayraklarını alıp, korteje bir grup halinde katılabilirler.
Bu aşamada işin ciddiyetinin farkında olan HDPliler ve bazı aşırı sol grupların, duruma itiraz edip, sorun çıkaracaklarını sanmam.
Bunun kanıtını, 1110 Metre uzunluğundaki Bayrağın altında, yürünmesi sonucunda da, gördük…
Bu güne kadar, yol boyunca yeni katılımların olduğunu,
Ve İstanbul’a yaklaştıkça, kalabalığın arttığını, memnuniyetle, müşahede ediyoruz.
Vatandaşlarımız bütün sıcağa rağmen,
Güle oynaya, İstanbul’a doğru yol almaya devam ediyorlar.
Bazı Vatandaşlarımızın korteje, değişik yerlerde dahil oldukları düşünülse de;
Kemal KILIÇDAROĞLU, ve Ailesi’nin;
Daha ilk baştan beri, birlikte yürümeye devam etiklerini görüyoruz.
Dile kolay, 18 gündür yollarda olmak…
Bu husus, asla hafife alınamaz, küçümsenemez….
2 Temmuz 2017 Pazar, 
YENİÇAĞ,
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN; MHP’yi, övdü, CHP’ye yüklendi….
Avrupa Ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın da, bu harekete destek vermek amacıyla,
yürüyüşe geçmiş olmaları,
Tüm dünyanın gözünün Türkiye’ye çevrilmesine vesile olmuştur…
YENİ ANAYASA;
TÜRKİYE’YE KURULMUŞ BİR TUZAK GİBİ...
Yeni Anayasa gereğince, Cumhurbaşkanı Rcep Tayyip ERDOĞAN;
Aynı zamanda, AKP’nin de Genel Başkanı.
2 Temmuz 2017 tarihli, 
YENİÇAĞ 
Gazetesi’nin manşetten verdiği habere göre;
ADALET Yürüyüşü vesilesi ile, MHP Lideri BA HÇELİ’yi överken,
Kemal KILIÇDAROĞLU’na ateş püskürüyor ve o’nu Terörist Örgütlerle işbirliği yapmakla suçluyor…
Bu gibi konulardaki farklı yaklaşım tarzımı ve nedenlerini,
Yukarıda sizlere, gayet açık olarak, insancıl yaklaşımlarla, ortaya koymaya çalıştım…
Yeni Anayasa; Türkiye’ye kurulmuş bir tuzak başlığı’, da örnek olması bakımından,
YENİÇAĞ’ın haberi ile bağlantılı olarak, bir şeyler söylemek istiyorum.
Eski Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanı tarafsızdı, herkese eşit mesafedeydi.Şimdi taraf, halinde!...
Sorunlar nasıl çözülecek?...
Bu yeni Anaysa, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a istediğini yapma yönünde büyük imkanlar sağlıyor…
Eğer yürüyüş tamamlandığında, iktidarın bir karşı hamlesi olursa,
Ya da, bu hareket genişlerse, iktidarın tavrı nr olacak!?...
Ben Türkiye’yi Yönetenlere itidal tavsiye ediyorum…
Başka anlamlara gelecek sözler, sarf etmemelerini diliyorum…
Örneğin Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent TÜFENKÇİ,
Yürüyüşe katılanlarla ilgili olarak;
Biz bu yolları, Teröristler yürüsün diye yapmadık dedi…
Bu söz, son derece yanlış, son derece sakıncalı…
Böylesi bir durum, Batı Demokrasilerinde yaşansa;
Böylesi bir söz eden Bakan, çoktan görevden alınırd!...
3 Temmuz 2017 AYDINLIK
Din Dersinde Şeriat eğitimi
Bu Gazetede, çok önemli bir haber daha var:
RUBİN’İN YENİ FERMANI, Türkiye tek parça kurtulmaz.
Bu yazıyı aynen aktarıyorum.
Rubin, herhangi birisi değil!...
PENTAGON’un Psikolojik Savaş elamanı, Neo Con Yazar Michel Rubin,
Bir kez daha Türkiye’yi hedef aldı.
Rubin yazısında, Türkiye’nin kaosa çok yakın olduğunu, ileri sürdü
Beyaz Saray’ın düşünmesi gereken sorunun;
Türkiye ile nasıl iyi dost olunacağı değil,
Türkiye’nin çöküşünü, nasıl yönetiriz olması gerektiğini söyleyen Rubin,
Bu uçurumdan, Türkiye tek parça olarak kurtulamayabilir dedi.
Şimdi anladınız mı, bu Yeni Anayasa’nın, Siyasi iktidarın dışında, kimlerin işine yaradığını,
Yada onları, bir beklenti içerisine soktuğunu!...
Yani Türkiye’nin bölünüp, parçalanabileceğine, işaret ediliyor,
Amerikanın bu fırsatı değerlendirmesi için,hazırlıklı olmasını öneriyor…
Bu yürüyüğün, kazasız, belasız tamamlanmasını,
Sorunların çözümüne katkı yapmasını diliyorum.
Saygılarımla. 4 Temmuz 2017 Salı
                                        Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
                                        Enerji Uzmanı Gazeteci Yazar
Gazeteler:
1) 3 Temmuz 2027 Pazartesi Aydınlık
2) 3 Temmuz 2017 Pazartesi Cumhuriyet
3) 2 Temmuz 2017 Pazar SÖZCÜ
4) 2 Temmuz 2017 Pazar YENİÇAĞ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder