15 Aralık 2017 Cuma

YÖK "T.C. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU" VE TÜRKİYE’DE DENKLİĞİNİN TANINMASI KONUSUNDA YAŞANAN SORUNLAR.

TÜRKİ CUMHURİYETLERİNDEN ALINAN DİPLOMALARIN;
TÜRKİYE’DE DENKLİĞİNİN TANINMASI KONUSUNDA YAŞANAN SORUNLAR
Sevgili Okurlar;
Ben Orta Asya Türki Cumhuriyetleri ile Türkiye arasındaki, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel ilişkilerin güçlendirilmesi ve yaşanan sorunların çözümü konusunda da, çaba gösteren bir Yazarım.
Yazılarım Alaska’dan Vietnam’a kadar uzanan geniş bir coğrafya da ve Türki Cumhuriyetleri’nde de, çok izleniyor.
Bu gün sizlere Kazakistan, Özbekistan,Türkmenistan ve Azerbaycan Üniversitelerinden alınan Diplomaların;
Türkiye’de de, geçerli sayılması, ya da denkliğinin sağlanması olarak tanımlanan konuda,
Gereksiz sorunların yaşandığını,
İşin yokuşa sürüldüğü yönündeki kanaatimi bildirmek,
Bu sorunun kısa yoldan nasıl çözüleceğini ortaya koymak,
Ve Yetkililerin bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Siyasetçilerin, birbirlerine laf yetiştirmeye çalışmaları ve yaşanan siyasi gerginlikler neticesinde;
Birçok önemli konunun görüşülemediği, konuşulamadığı günler yaşıyoruz…
Mustafa Kemal ATATÜRK, Türki Cumhuriyetleri konusunda şöyle demişti:
Sovyetler Birliği bir gün dağılacak.
Sovyetler Birliği’nin Egemenliği altında yaşayan Soydaşlarınız da,
O zaman bağımsızlıklarına kavuşacaklar.
Bu itibarla Sovyetler Birliği’nin dağılmasını beklemeden, şimdiden hazırlık yapmamız, hazırlanmamız gerektiği yönünde, telkinlerde bulunmuştur.
Neticede, Sovyetler Birliği 1990’da dağıldı.
Rahmetli Cumhurbaşkanlarından Süleyman DEMİREL ve Turgut ÖZAL;
Türki Cumhuriyetleri ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve sorunların giderilmesi yönünde çok çaba sarf ettiler ama
Maalesef, ömürleri vefa etmedi.
Siyaset, her şeyden önce bir öngörü işidir…
Dış ilişkilerde olumlu ve olumsuz gelişmeleri siyasi malzeme olarak kullanmak, özelliklede Amerika ile Rusya ve Avrupa Birliği Devletleri arasında yalpalayıp, bir yanaşıp, bir uzaklaşmak,
Umduğumuzu bulamadığımızda da, onlara kızmak, onları eleştirip, siyaseten puan toplamaya çalışmak yerine;
Eğer Aklın, Mantığın ve Bilimin ışığı altında,
Önümüze Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika, Rusya, Japonya ve ÇİN gibi kendi gücü ve yarattığı kendi teknolojisi ile
Her yönde gelişmiş bir Dünya Devleti olma hedefi koyar ve Soydaşlarımızı da yanımıza alarak  bir Blok oluşturursak,
Bölgemize ve Dünyaya yeniden barış ve huzur gelir….
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de, yıllar önce söylediği, vurgulamak istediği husus bu dur aslında…
Soydaşlarımızla ilişkilerimizi geliştirsek,
Onlara sahip çıkarsak, başkalarına ihtiyacımız kalmaz.
Bu noktada öncelikle
Türki Cumhuriyetleri’nin Üniversitelerinden alınan diplomaların,
Türkiye’de de Denkliğinin sağlanması konusunda sorunların giderilmesi için standart uygulamalardan yararlanılması,
İşi zora sokan uygulamalardan vaz geçilmesi gerekiyor.
Bir yılı aşkın bir süreden beri, bu konu üzerinde çalışıyorum ama Soydaşlarımızın mağduriyetinin devam ettiğini görüyorum maalesef.
YÖK’ün Soydaşlarımız ve diğer yabancı Uyruklulardan istediği Noter ve Büyğkelçilik onaylı gerekli belgeler, usulüne uygun bir şekilde hazırlanıp, veriliyor zaten…
Benim söylemek, vurgulamak istediğim hususlar, bunların dışında…
ŞÖYLE BİR SORUN OLSA anlarım:
Örneğin TIP ve Mühendislik Eğitiminde Transkrip ve alınan Diploma.
Denklik konusunda, bu 2 Bege, olmazsa, olmazlardandır.
Transkrip; o kişinin  diplomayı alabilmek için, aldığı dersleri ve aldığı notları gösteren bir belge.
Diğerleri o kadar önemli değil…
Türki Cumhuriyetleri’nde uygulanan Eğitim Sistemi;
Sovyetler Birliği’nin 1990’da dağılmasına kadar aynı olduğunu göz önünde bulundurursak,
Bu tarihten sonra da, benzer sistemin devam ettiğini düşünebiliriz.
Şimdi bu konuda bir şeyler söylemek istiyorum.
 Denklik konusunda yaşanan tezat şurada: Bu konudaki en büyük tezat şurada:
Türki Cumhuriyetleri Üniversitelerinden alınan Diplomaların Denkliği konusunda, örneğin TIP konusunda;
Sovyetler Birliği’nin devamı olan Rusya’da bir sorun yaşanmıyor,
Bu Diplomalar ile Rusya’ da iş bulabiliyorlar.
Şimdi Sovyetler Birliği’nin devamı niteliğindeki Rusya için bir şeyler söylemek istiyorum.
O Rusya ki;
1960’da Dünyanın yörüngesine ilk uyduyu yerleştiren Ülke,
Yine 1960 yılında Rus Kozmonot Juri GAGARIN,
Uzay aracından çıkıp, boşlukta yürüyen kişi.
Ve o Rusya ki;
AKP Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN;
Rusya ile geliştirilmiş S 400 Füze anlaşması imzalandığını söyledi.
Şimdi bu noktada şu soruları sormak gerekiyor.
Rusya Bizden geride bir Ülke mi ki
Denkliğini kabul ettiği Soydaşlarımızın Diplomalarının;
Türkiye’de de kabul edilmesinde, gereksiz zorluklar çıkartıyoruz,
Onları canından bezdiriyoruz,
Ve onları Rusya’nın kucağına atıyoruz….
Çoğu Soydaşımız, Türkiye’de kendi Mesleklerini icra edemedikleri için;
Örneğin bir Tıp Doktoru, hasta ve yaşlı bakımı, ya da çocuk bakımı gibi işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını vurgulamak istiyorum.
Bir Hemşire olarak, ya da bir Türk Doktorun gözetiminde çalışmalarına bile müsaade edilmiyor.
Bu şekilde Özel hastanelere yapılan başvurularda kabul edilmiyor.
Önce Denklik konusunu hallet diyorlar..
YÖK’te gerekli evraklar tamam olsa bile
Bir Hastaneden işe almak istiyor gibi bir belge istiyor.
Hastanelerde, önce Denklik diyor.
Eğer mevcut durum bu ise
Çıkartılan bu zorlukları, nasıl yorumlamamız gerek?
13 Aralık 2017 Çarşamba günü, YÖK’e son gidişimde,
Benzer konularda bilgileri güncellemek, sağlıklı ve doğru bilgi alabilmek için,
Türkiye’den Denklik almak isteyen Yabancılarlara,
Konu ile ilgili Görevlilere,
Ve nihayet ilgili Daire Başkanı’na sorular yönelttim.
İşin özünü anlamaya çalıştım.
Bu konuda bana yardımcı olan herkese, teşekkür etmek istiyorum.
Nihayetinde, bir Hastanede çalışmak, ya da bir Hastanenin kendisine iş vermek istediği şartinin;
Bir Hastaneye, çalışmak için müracaat etmesinin yeterli olduğunu öğrendim.
Sorunun aşılması noktasında, böylesi bir cevap, çok önemli.
DİĞER ZORLUKLAR DA ŞUNLAR:
1-Türkçesinin yeterli olduğunu tespit etmek için;
ÖSYM’nin açtığı sınavlara katılmak ve yeterlilik belgesi almak
ÖSYM ise bu gibi hizmetler için senede, 2 defa sınav açıyormuş
Sürenin kısaltılması için;
ÖSYM’nin sınav sayısını, 3 ya da 4’e çıkarmasında yarar var.İşi ne?...
2-Türkçe yeterlilik belgesini aldıktan sonra,
Bir Hastanede 6 ay staj görmesi, pratik yapması gerekiyormuş.
STAJ GÖRME şartı olduğuna göre, sonuçta bu konuda da, sorun yaşanabilir.
Nasıl ki, Öğretmenlik diplomasını alanların,
Birde Mülakata tabi tutulduğu gibi…
Diplomasının geçerliliği kabul ediliyorsa eğer;
Bu gibi ilave şartlara ne gerek var!?...
YAPILMASI GEREKEN VE HER YERDE KABUL GÖRECEK YÖNTEM ŞU:
Yüksek Öğretim Kurumu YÖK;
Gerk Türki Cumhuriyetleri, gerekse yakın ilişki içinde olduğumuz, ya da olacağımız Ülkeler ile
Türkiye arasında, Üniversiteler arasında Denklik konusunun çözümü konusunda;
Öğretilen Dersler konusu ve Eğitim kalitesinin Denkliği konusunda görüşmeler ve araştırmalar yapmalı;
Şu Ülkedeki şu Üniversite arasında, Denklik konusu kararına varılmış ve anlaşma yapılmıştır, şeklinde, bir çalışma içine girilirse
Bu gibi sorunların biri yaşanmaz.
Yok eğer;
Türki Cumhuriyetlerindeki bazı Üniversitelerde,
Yeterlilik açısından bazı sorunlar varsa
Soydaşlarımıza yardımcı olmak açısından,
Takviye eğitim ve staj yapma şartı getirilebilir.
Bu gibi sorunlar yok sa,
İnsanları canından bezdirecek şartlar koymak doğru bir yaklaşım değil…
BAZI SOYDAŞLARIMIZ NİYE TÜRKİYE’DE Ç.ALIŞMAK İSTİYORLAR?
Şimdi birazda bu konu hakkında, bir şeyler söylemek istiyorum.
Örneğin Özbekistan’da bir Tıp Doktoru;
Ayda 150 Dolar,
Uzman Doktor 200 Dolar aylık alıyor muş.
Bir Polis emeklisi ise,
Ayda 40 Dolar alıyormuş.
Bu gibi sebeplerden de olmalı ki,
Bu ülkelerde geçim sıkıntısı var.
Alınan ücretler, normal bir yaşam için yeterli değil.
Ben Türki Cumhuriyetlerini görmedim ama özellikle ÖZBEKİSTAN konusunda, bir şeyler söylemek istiyorum:
Bu Ülkeyi gören başkaları da söyledi, benzer şeyleri
ÖZBEKİSTAN’ın gelişmişlik açısından diğer Türki Cumhuriyetlerinden,
Eğitim konusunda da, daha iyi olduğunu, belirtiyorlar.
 Ben bu konuya ilaveten başka şeylerde söylemek istiyorum:
ÖZBEKİSTAN, TİMUR’un Ülkesi,
TIP’IN Babası İBNİSİNA’nın yetiştiği Ülke
ULUĞ Bey;
TİMUR’un oğlu, bir Bilim Adamı Astronom.
Ay konusunda çalışmaları olduğu için,
Ruslar, Aydaki bir Bölgeye o’nun adını vermişler.
Türklük adına, Bilim adına, insanlık adına hizmet edip, katkı koyanlara,
SELAM OLSUN!...
Ve diyorum ki, kendi Ülkelerini savunmak yerine, kaçıp Türkiye’ye gelen,
Onlara 30 Milyar Dolar para harcandığını söyleyen,
Onlara çeşitli imkânlar hazırlayıp,
Vatandaşlık hakkı da verilmeye çalışılan SURİYELİ’LERE sağladığımız imkânları, kolaylıkları;
Kendi Soydaşlarımızdan da, esirgemeyelim diyorum.
Saygılarımla 15 Aralık 2015 Cuma
                                            Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
                                                                    Enerji Uzmanı – Gazeteci Yazar
                                                                           a_yalvac@hotmail.com